Eski Musul Valisi ve Haşdi Vatani (Sünni Güçler), yeni adıyla Ninova Muhafızları komutanı Esil Nuceyfi, Erbil’de Musul operasyonuyla ilgili Yeni Şafak Gazetesi köşe yazarları Merve Şebnem Oruç ve Kemal Öztürk’le görüştü. Ninova Muhafızları’nın resmi olarak Irak Ordusu’nun komutası aşağıda operasyonun parçası olduğunu söyleyen Nuceyfi, Musul Barajı’ndaki cephede takriben iki bin birey olarak konuşlandıklarını belirtti. Işlem sonrası, şehre ordu ve Ninova Muhafızları’nın gireceğini, sonrasında şehrin güvenliğini Irak ordusu ve federal polisin sağlayacağını vurgulayan Nuceyfi, Peşmerge’nin şehrin açık havada kalacağını açıklama etti.
HAŞDİ ŞAABİ OLMAZSA BAŞARILI OLUR
BAŞARILI OLMAK için, Haşdi Şaabi güçlerinin operasyonun içinde olmaması gerektiğine dikkat çeken Nuceyfi, “Ancak bu sayede Musul halkı Irak ordusuna destek eder. Bizim de desteklerimizle Musul, DAEŞ’ten temizlenebilir. bununla birlikte operasyonun ivedi ve çabuk bir şekilde tamamlanıp bitirilmesinin de zararı minimize edeceğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
DİRENİŞLE KARŞILANIRLAR
Haşbi Şaabi’nin kente girmek istese bile Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) bölgesini geçirmek zorunda kalacağını ve şu lahza için bunu yapamayacağını düşündüğünü aktaran Nuceyfi, şöyle devam etti: “Bağdat ve IKBY arasındaki uzlaşma gereğince Haşbi Şaabi buna kalkışmayacak. Fakat güneydeki Geyyare cephesinden şehre yönelebilir. Geyyare ile Musul arasında 50 kilometre uzaklık var. Haşbi Şaabi milisleri bu alanda bulunan köylerden geçmeye kalktığında büyük bir direnişle karşılaşabilir.”
TEL AFER’E YÖNELEBİLİRLER
“BÖYLECE Haşbi Şaabi’nin Musul’a değil, Tel Afer’e yöneleceğini düşünüyorum. Musul koskocoman bir kent. Ha ayrıca çevre köyleriyle birlikte enerjik bir Sünni direnişle karşılaşma ihtimalleri var. Lakin Tel Afer’e yönelirlerse, mesken alanlarının bulunmadığı çöl araziden kolaylıkla geçebilirler. Nüfusun çoğunluğunu Türkmenlerin oluşturduğu Tel Afer’e fazla yakın mesafede Şengal var. Eğer Haşbi Şaabi, Tel Afer’e yönelirse Şingal’de bulunan PKK da ardındaki Tel Afer’e gelecektir.”
TÜRKİYE’YE IHTIYAÇ VAR
Yeni sığınmacı akımı ihtimaline değinen Nuceyfi şöyle konuştu: “Esas can sıkıntısı olası bir mülteci akımı. Yoğun bir çatışma olması durumunda, Musul’da yaşayan 2 milyon insanın 1 milyonu Türkiye’ye ulaşmadan durmayacaktır. öte taraftan KRG bölgesinde de güya bıkkınlık yaşanacaktır. Askeri mücadelede olmasa da, savaşın uzaması ve kontrolden çıkması ihtimaline karşılık, Türkiye gibi güçlü bir ordunun durumu bastırmak için burada olmasına gereklilik var. PKK’nın ve Haşdi Şaabi’nin sahneye çıkması ihtimaline karşılık, tekrar Türkiye’ye gereklilik var. Koalisyonun burada kara gücü yok. Sadece Türkiye’nin var.” Musul’un geleceğine ilişkin sorulara da cevap veren Nuceyfi, “Musul’un DAEŞ’ten temizlenmesi ardından, tekrar yapılanması konusunda çeşitli projeler var. Bunlardan biri, Musul’un IKBY bölgesine bağlanması, bir diğeriyse Musul’un farklı bir otonom alan olması. Fakat Bağdat yönetimi mevcut durumu korumak istiyor. Son kararı Musul halkının vermesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
BAŞİKA MESELESİ YAKINDA ÇÖZÜLÜR
Ankara ve Bağdat arasında ortaya meydana çıkan Başika krizine de değinen Nuceyfi, şöyle devam etti: “Başika gerçekte büyük bir mesele yok, olmamalı. Türkiye’nin Musul Operasyonu’yla ilgili olarak vurguladığı farklı alanlara yönlendirilmiş hususlar var. Koalisyonun bunları anlamasını istiyor. Fiilen amaç noktasında Abadi’nin de bambaşka düşündüğünü zannetmiyorum. Lakin Irak’taki Şii milisler bu müşterek amacın karşısındalar. Abadi’nin de onların etkisi aşağı almak, onlara bağımlı hale varmak isteyeceğini düşünmüyorum. BÖYLECE Başika meselesinin yakında çözüleceğini düşünüyorum.”
2003’TE HER ŞEY FARKLI OLURDU
Nuceyfi sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’nin bir hatası oldu, o da 2003’te. Türkiye eğer 2003’te müdahil olsaydı, her şey ayrı olurdu. İran Irak’a bu kadar tesir edemezdi. Eğer Türkiye koalisyonla beraber Irak’ta olsaydı, İran Irak’a giremezdi. Fakat şu anda, eğer ABD Türkiye’yle beraber hareket ederse, şart değişebilir ve iyileşme için umut olabilir.”
YENİŞAFAK
