FETÖ’nün, 2008 yılında 65 bin çiftçinin sahibi olduğu Adapazarı Şeker Fabrikası’nı fethetmek için fabrika ve kooperatif yöneticileri ile bürokratlara karşın gerçekleştirdiği kumpas operasyonu 8,5 sene sonradan ortaya çıktı.

Adapazarı Şeker Fabrikası’nı işleten Adapazarı Pancar Ekicileri Kooperatifi (APEK), Bank Asya’dan 51 milyon dolar kredi çekti. Krediye karşılık şeker fabrikasıyla kooperatifin 500 dönüm arazisi, 18 taşınmazı ve Şeker Sigorta hisseleri Bank Asya’ya devredildi.

2008’e değin kredi ödemelerini yerine getiren APEK, şeker kotaları sebebiyle hasar edince borcunu ödeyemedi. Banka, kredilerini geri çağırınca satış gündeme geldi.

Kooperatif, Bank Asya’ya kredi borcunu kapatmak için 500 dönümlük arazisinin 200 dönümünü Sakarya Büyükşehir Belediyesine ifraz ettirerek satış istedi.

Satış sürecinde Şeker Fabrikası Kooperatifinin Ulus İhale Kanunu’na ast olmadığı Devlete Ait Gazete’de yayımlanan ihale ilanlarında da açıkça yazmasına rağmen, ihaleye fesat karıştırma iddiasıyla aralarında Sakarya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Rıdvan Duran’ın da bulunduğu 51 birey gözaltına alındı.

‘PARALEL YAPI DEVREYE GİRDİ’

Adapazarı Şeker Fabrikası’nı ele geçirmeyi planlayan FETÖ, paralel hak sistemini devreye koydu ve aslında olmayan bir çete oluşturuldu. Gerçek Dışı çeteye yapılan operasyonda 51 birey gözaltına alınırken, ihaleyi kazanacak firmadan ise gözaltı olmadı. Operasyon sebebiyle ihale iptal edilince FETÖ’nün şeker fabrikasını ele geçirme süreci de başlamış oldu.

Operasyon sürecinde gözaltıları yapan polis ve dosyayı hazırlayan savcı kadar tapelerde oynama ve delillerde karartma yapıldığı da 8,5 sene süren davanın beraatle sonuçlanmasıyla ortaya çıktı.

Özel yetkili mahkeme, çete suçlamasını delillendiremediği halde davanın ilk duruşması 19 ay daha sonra yapıldı ve şüpheliler hakkında “tutuksuz yargılama” kararı verildi. Bu süreçte kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle FETÖ’nün finans kuruluşu Bank Asya, alacaklarına karşılık fabrikaya el koydu ve kısa vakit daha sonra yüksek karla satarak örgüte finansman sağladı.

“Zulümlerden yalnızca biri”
Davanın mağdurlarından, dönemin Sakarya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Rıdvan Duran, yaptığı açıklamada, Halk İhale Kanunu’na alt olmayan fabrikanın arazisinin satışıyla alakalı ihaleye fesat karıştırmaktan dava açıldığını ve insanların haksız yere 19 ay tutsak bırakıldığını söyledi.

Bank Asya’nın ele geçirdiği fabrikayı bir müddet sonradan 120 milyon lira karla sattığını ifade eden Duran, “Bank Asya’nın elde ettiği kar, hileli bir kar ve o parada 65 bin çiftçinin alın teri, emeği var. FETÖ, şeker çiftçisinin de hakkını, emeğini, parasını çaldı, talan etti.” diye konuştu.

Duran, savcılıktan gelen birincil nezaret fezlekesinde isminin olmadığını, daha sonra gelen ikinci fezlekeye de isminin el yazısıyla eklendiğini, savcılığa intikal ettirilen delillerin karartıldığını, emniyetteki orijinal tape kayıtlarının iddianamedeki tape kayıtlarından farklı olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

“Kumpasla, polis ve savcı paralel yapısıyla şeker fabrikasını ele geçirdiler. Masum insanları 19 ay hapiste tuttular. Ailevi ve mesleki itibarlarını çiğnediler. Sosyal ve ekonomik anlamda telafisi imkansız bir zulüm yaptılar. 15 Temmuz’da ülkesini ve devletini darbecilerin alçak kurşunlarına göğüs gererek, şehit ve gazi olarak bu beladan koruyan halkımız, FETÖ’nün nasıl bir çete olduğunun, emniyette, savcılıklarda ve yargıda nasıl çöreklendiğinin örneklerini medyadan okuyor. Şeker fabrikası kumpası, 15 Temmuz darbe girişimine giden yolda yapılan zulümlerden sadece biri.”

Özel yetkili mahkemelerin kapatılmasının ardındaki Sakarya 3. Ağır Suç Oluşturan Mahkemesinde görülen davanın 11 Ekim’deki 12. celsesinde aralarında dönemin Sakarya Vali Yardımcısı Haluk Nuri Ballı, dönemin Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Rıdvan Duran ve öteki yöneticilerin de bulunduğu sanıkların tümü, örgüt kurma suçundan açılan ulus davasından beraat etmişti.