AYM’den milyonları ilgilendiren karar

  • Google
  • Google
  • Google
  • Google
  • Google
  • Google
  • Google
AYM'den milyonları ilgilendiren karar

AYM’den milyonları ilgilendiren karar

AYM’den milyonları ilgilendiren karar

Devlete Ait gazete’de yayımlanan karara kadar, yeni doğan bebeğe, sağlık görevlilerince aşı yapılması ve topuk kanı alınması işlemi, bebeğin anne ve babası tarafından reddedildi.

AYM’YE BAŞVURDULAR

Mersin Aile Danışma Merkezi Müdürlüğü başvuru ile mahkemeden başvurucu hakkında sağlık durumu tedbiri uygulanması talebinde bulundu. Mersin 2. Çocuk Mahkemesi, bebek için aşı uygulanması ve topuk kanı alınması bağlamında sağlık tedbiri uygulanmasına karar verdi. Karara yapılan itirazın Mersin 3. Çocuk Mahkemesince reddedilmesinin arkasından, bebeğin anne, babası Anayasa Mahkemesine kişisel başvuruda bulundu.

Yüksek Mahkeme, bebeğin bedensel ve manevi varlığının korunması ve geliştirilmesi hakkının, gerekli aşı uygulaması yönünden ihlal edildiğine, gerekli topuk kanı uygulaması açısından ise ihlal edilmediğine karar verdi. Ayrıca, ihlalin ortadan kaldırılması için baştan yargılama yapılmasına hükmedildi.

Kararda, özel hayatın eksiksiz bir tanımı bulunmayan geniş bir kavram olduğu, bireyin maddesel ve ruhsal bütünlük hakkının, özel yaşama hürmet hakkı dahilinde korunan hukuksal çıkarlardan birini oluşturduğu belirtildi.

Devletin bu konudaki artı yükümlülüklerinin bireyler arası ilişkiler alanında olsa da özel hayata saygıyı sağlamaya karşın tedbirlerin alınmasını zorunlu kıldığı ifade edilen kararda, “Özel yaşamın korunması hakkının sadece gizlilik hakkına indirgenemeyeceği gerçeği karşı kişiliğin serbestçe geliştirilmesiyle düzenli çoğu hukuksal çıkar bu hakkın kapsamına dahil edilmiştir. Bu bağlamda kişinin beden bütünlüğüne ilişkin hukuksal çıkar da özel hayata hürmet hakkı zarfında teminat altına alınmaktadır.” denildi.

Söz konusu hukuksal çıkarın tıbbi müdahaleyi ret hakkını da içerdiği anlatılan kararda, Anayasa’nın 17. maddesinde, tıbbi müdahaleyi ret hakkına istisna olarak, tıbbi zorunluluklar ya da kanunda yazılı hallerin gösterildiği aktarıldı.

Kararda, tıbbi zorunluluk kavramının genelde hastanın rızasının alınmasının mümkün olmadığı, ancak müdahalede bulunulmaması durumunda telafisi güç zararların doğacağı ve birçok vakit hastanın yaşamını yitirmesinin laf konusu olacağı durumları açıklama ettiği kaydedildi.

 “FIZIKSEL TAMLIK HAKKINA MÜDAHALE”

Ceset bütünlüğüne müdahalelerin meşruluğunun denetlenmesinde Tüzük’nın 13. maddesindeki güvence ölçütlerinin dikkate alınması gerektiği vurgulanan kararda, zorunlu aşı uygulamalarının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) dahilinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihadına da konu edildiği ve Mahkemece, uygulanan tıbbi müdahalenin boyutuna bakılmaksızın söz konusu müdahalenin maddesel tamlık hakkına bir müdahale teşkil ettiği tespitine yer verildiği belirtildi.

Başvurucuya aşı uygulaması yapılması konusundaki istek ve kararların 5395 sayılı Kanun’un 5. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (d) bendi temelinde oluşturulduğu anlatılan kararda, düzenlemenin doğan her çocuğa belirtilen bir yaş periyoduna emrindeki olarak ve ebeveynin rızası hilafına, ilgili idarece belirlenecek her türlü aşının tatbiki yetkisi verildiği anlamına gelmediği ifade edildi.

Kararda, “Bu kapsamda fiziki tatbik açısından 5395 sayılı Kanun’un ilgili hükümlerinin başvuruya konu müdahalenin kanuni temelinin ihtiva etmesi gereken unsurlardan olan öngörülebilirlik niteliğini taşımadığı, Tüzük’nın 17. maddesi anlamında müdahalenin meşruiyet unsurlarından biri olan kanunilik şartını sağlamadığı anlaşılmaktadır.” denildi.

Zorunlu aşı uygulamasının kanuni temeli bağlamında Insanlar Sağlığı Kurumu tarafından gönderilen yazı içeriğinde belirtilmiş düzenlemelerin, başvuruya konu uygulamanın kanuni dayanağı olarak kabul edilmesinin muhtemel olmadığı belirtildi.

Kararda, “Bunun yanı sıra 1593 sayılı Kanun’da münferiden çiçek aşısının zorunlu bir aşı olarak öngörüldüğü ve laf konusu yükümlülüğün süre ve kişi grupları dikkate alınarak Kanun’un 88-94. maddelerinde enine boyuna düzenlendiği görülmektedir. Bunun dışındaki aşı uygulamasının Bakanlığın ilgili genelgesi zarfında ve belirlenen program çerçevesinde yapıldığı görülmekle birlikte genel ve zorunlu aşı uygulamasına dayanak oluşturacak bir kanun hükmünün mevcut olmadığı anlaşılmaktadır.” ifadelerine yer verildi.

Bu tespitler gereğince başvuruya konu müdahalenin kanunilik şartını sağlamadığı açıklama edilen kararda, açıklanan nedenlerle gerekli aşı uygulaması bağlamında başvurucunun Anayasa’nın 17. maddesinde teminat altına alınan fiziki ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerektiği bildirildi.

TOPUK KANI ALINMASI

Topuk kanı alınması uygulamasına ilişkin değerlendirmede ise 3359 sayılı Kanun’un 3. maddesiyle bir kısım metabolizma hastalıklarının teşhisi hususunda yeni doğanlar üstünde bir takım tıbbı testlerin yapılması ve gerekli tedbirlerin alınması hususunda ilgili idareye yetki verildiği belirtildi.

Kararda, gerekli topuk kanı uygulamasına ilişkin başlıca ve usulleri uzun uzadıya aranjör “Neonatal Tarama Programı konulu Genelge” ile “Yeni Doğan Tarama Programı” konulu genelgenin de belirli hükümler zarfında tanzim edildiği de anlatıldı.

Keza, programla akıl geriliği, beyin hasarları ve geri dönüşümsüz zararların engellenerek topluma getirdiği hesaplı yükün önlenmesi, akraba evliliklerinin azaltılması konusunda toplum bilincinin artırılması, tanı konan bebeklerde bu hastalıklar sebebiyle oluşacak rahatsızlıkları durdurmak için yerinde tedaviye başlanması ve bu nedenle belirli bir zeka seviyesine ulaşmalarının sağlanmasının amaçlandığı kaydedildi.

Bu kapsamda laf konusu uygulamanın çocukların ve buna emrindeki olarak millet sağlığının korunması şeklindeki meşru amacı taşıdığı bildirilen kararda, şu tespitlerde bulunuldu:

“Başvurucu tarafından zorunlu topuk kanı uygulamasının afiyet açısından bir soruna yol açtığına ilişkin bir iddianın da ileri sürülmediği anlaşılmaktadır. başvuru formu ve ilgili suçlama evrakı kapsamında, Yenidoğan Tarama Programı gereğince topuk kanı alınması işleminde başvurucunun ve kamunun sağlığına ilişkin mevcut yarar karşısında, söz konusu işlemin başvurucunun sağlığı açısından olumsuz bir etkisi olduğuna dair bir bulguya da rastlanılmamıştır. İlgili yargısal makamlar göre da ilgili mevzuat kapsamında başvurucu hakkında sağlık tedbiri uygulanmasına karar verildiği görülmektedir. Söz konusu tespitler, Derece Mahkemesi kararlarının yeterli bir temele sahip olduğu ve keyfilik içermediğini ortaya koymaktadır. Bu tespitler uyarınca başvuruya konu müdahalenin demokratik toplumda zorunlu ve ölçülü olmadığı söylenemez. Açıklanan nedenlerle gerekli topuk kanı uygulaması bağlamında başvurucunun Anayasa’nın 17. maddesinde teminat altına alınan fiziksel ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edilmediğine karar verilmesi gerekir.”

Pin It

MALATYA HABER | MALATYA | HABER MALATYA

Dünya Haberleri | Siyaset | Asayiş | Gazete Manşetleri | Ekonomi

Eğitim | Malatya Spor | Yaşam | Sağlık | Kanal Çocuk | Kültür Sanat

Sinema-Tiyatro | Müzik  | Magazin | Teknoloji | Malatyalılar

Akçadağ | Arapgir | Arguvan | Battalgazi | Darende | Doğanşehir | Doğanyol | Hekimhan | Kale | Kuluncak | Pütürge | Yazıhan  | Yeşilyurt

Yoruma Kapalı