Demir, “Karadeniz’in dağlarındaki pınarların yüzde 50’si kurumuş durumda. Uludağ’ın eteklerine bakın pınarlarda ciddi sorunlar var.” dedi.
Demir, Tüyap Bursa Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen bir etkinliğe yeralma üzere geldiği kentte, AA muhabirine yaptığı açıklamada, küresel ısınmaya karşı sağduyu bir toplum olmanın önemine aksan yaptı.
Gelecek nesillere susuzluk tehdidini anlatacak ve buna karşısında önlem alacak ülkesel politika merkezi kurulmasını öneren Demir, yerel yönetimlerin de alacağı manâlı tedbirler bulunduğunu, önemli anlamda çalışması yapılması gerektiğini söyledi.
“MAHSUL DESENİ KUZEYE KAYAR”
Demir, tedbir alınmaması durumunda ülkenin 30 yıl sonrasının risk aşağıda olduğunu ileri sürerek, şöyle konuştu:
“Türkiye’yi bekleyen en önemli risk, hızlı bir şekilde sıcaklıklık limitleri artıyor ve kuraklık riski ile karşı karşıyayız. Güneyden kuzeye dürüst dışarı giden bir kuraklık var. 30 yıl sonra böyle devam ederse Türkiye’nin her bölgesinin kuraklıkla karşı karşıya gelme ihtimali var. En büyük tehlikemiz bu. Bu koşul, beraberinde, kuraklığı yaşamış bölgelerdeki ürün deseninin kuzeye kaymasını getirir. Örneğin pamuğun, fındığın ve çayın Türkiye’den uzaklaşması gibi milli ürünlerimizin bile elimizden çıkması riskini beraberinde getiriyor. Bursa’nın doğası ve iklimi değişirse, dağlarına düşecek karın keza miktarı azalır hem de o karın dağlarda kalma süresi değişir çünkü kış periyodunu kısaltırsınız, buradaki turizmi öldürürsünüz.”
Kuzeye dürüst giden kuraklığın su kaynaklarını bitireceğini dile getiren Demir, “Karadeniz’in dağlarındaki pınarların yüzde 50’si kurumuş durumda. Uludağ’ın eteklerine bakın, pınarlarda önemli sorunlar var. Türkiye son 20-30 yılda sulak alanlarının takriben yüzde 40’ını kaybetti. Bizim o eski kuşlarımızın yaşadığı güzel göllerimiz kurumaya başladı. Bunları eğer biz bugünden görmez, önlem almazsak 20-30 yıl daha sonra bu ülkede bir tane kuşun yaşayabileceği sulak alan kalmaz.” dedi.
Demir, ülkenin en kayda değer su kaynağının Dicle ve Fırat olduğuna dikkati çekerek, “Türkiye’nin su kaynağının yaklaşık yüzde 40’ın teşkil ediyor. Dicle ve Fırat’ın üzerine oynanan oyunlar, Türkiye’nin elindeki toplam 112 milyar metreküp suyun takriben 40 milyar metreküpünün Türkiye’den alınmasıdır. Bunun Türkiye’nin elinden gitmesi demek kişi başına düşen suyun 800 metreküplere inmesi demektir.” ifadesini kullandı.
