Türkiye’nin güvenliğine ‘kalkan’ olacak!
Türkiye’nin sınırına 30 kilometre uzaktan yer alan El Bab’ın alınması Türkiye’nin güvenliği açısından olağanüstü bir öneme sahip.
Türkiye’nin terör örgütü DEAŞ ve PYD/PKK’yı sınırından uzakta tutup “terör devletçikleri”ne engel olabilmesi ve Suriye sığınmacıları güvenle her yerde yerleştirmesi, sınıra 30 kilometredeki Bab’ı kurtarmasını gerektiriyor.
Halep ’in kuzeydoğusundaki Bab ilçesi, Türkiye sınırına 30 kilometre mesafede bulunuyor.
30 kilometrekarelik bölge üstüne kurulu ilçede, iç savaştan önceki son nüfus sayımına göre 64 bin kişi yaşıyordu.
Başlıca Sünni Arapların ikamet ettiği Bab, ülkenin en önemli ticaret merkezlerindendi. Refah seviyesi yüksek ilçe, çevre yerleşimlerden gelen tüccarların büyük pazarlar kurduğu bir bölge olarak biliiniyordu.
DEAŞ kontrolündeki Bab’ın savaş dönemindeki belli başlı önemi ise yol güzergahları üzerindeki konumu.
Ülkenin kuzeyindeki Bab ilçesi, Akdeniz kıyısında Beşşar Esed rejiminin kalesi Lazkiye ’den başlayıp, Halep-Rakka-Haseke’ye ve oradan Irak ’ın Musul kentine uzanan M4 otoyolunun üstüne bulunuyor.
Suriye’nin batısıyla doğusunu birbirine bağlayan ilçenin adı “kapı” anlamına geliyor.
SINIR VE YERLEŞİMCİ GÜVENLİĞİ İÇİN BAB’IN ALINMASI KOŞUL
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin desteğiyle 24 Ağustos’ta başlayan Fırat Kalkanı Harekatı’nda Özgür Suriye Ordusu güçleri, Halep’in kuzeyinde Türkiye sınırındaki Azez-Cerablus ilçeleri arasında bin 840 kilometrekareyi DEAŞ’tan arındırmıştı.
Fakat DEAŞ, kaybettiği topraklara dönebilmek için zaman zaman Bab’dan sevk ettiği gruplarla saldırıyor.
DEAŞ ’ın Türkiye sınırından 27,5 kilometre uzaklaştırılmasıyla sınırdan sızmalara aleyhinde da manâlı bir avantaj sağlanmıştı.
Türkiye, örgütü olabildiğince geriletip hudut topraklarını DEAŞ’ın füze menzilinin dışına çıkarmayı amaçlıyor.
Sınırın ve arındırılan bölgenin korunabilmesi halinde, tehlikesiz alana Suriyeli sığınmacıların yerleştirilmesi ve yaşam alanları inşa edilmesi mümkün olacak.
Bab’ın alınması halinde DEAŞ sınırdan yaklaşık 30-35 kilometre uzaklaştırılmış olacak.
Bu nedenlerle DEAŞ’ın yuvalandığı Bab’dan çıkartılması gerekiyor.
ESED’İN BAB’I ALMASI TEHLIKESIZ BÖLGEYE TEHDIT
Bab ilçesinin Fırat Kalkanı’yla ele geçirilmemesi halinde burayı ABD destekli PYD/PKK’nın veya Beşşar Esed rejiminin girmesi bekleniyor.
Halihazırda Esed ordusu ve rejim yanlısı tanıdık olmayan terör gruplarından Hizbullah, Bab’a 10 kilometre mesafede.
Rejimin Bab’ı alması durumunda, buranın kuzeyinde öngörülen güvenli bölge korkutma altına girecek.
DEVLETLEŞECEK PKK TEHDİDİNE KARŞI TEDBIR
PKK/PYD Bab’a etken olursa, yüzlerce kilometreye yayılmış fakat iki parça olan bağımsızlık kuşağını birleştirecek.
Terör örgütünün Fırat Nehri’nin batısındaki parça ile doğusundaki parçayı birleştirebilmesi, Bab’ı almasına emrindeki.
PKK, Suriye’deki “devlet inşası”nı, Türkiye-Suriye sınırının kuzeydoğusundan Hatay’ın karşısındaki Afrin ilçesine uzanan hatta gerçekleştirmeye çalışıyor.
Türkiye, PKK’nın fazla daha büyük bir tehdide dönüşmesine set çekebilmek için örgütü Bab’dan uzaktan yetişmek zorunda.
BOMBA YÜKLÜ ARAÇLARIN ETKİSİ
TSK destekli ÖSO, 13 Kasım’da Bab’ın 2 kilometre yakınına ulaşmış, 9 Aralık’ta kuzeybatı yönünden ilerleyerek ilçe merkezine girmek için hazırlıklara başlamıştı.
Önceki gün de ilçe merkezinin girişindeki bazı noktaları çok şiddetli çatışmaların arkasından ele geçirmişti.
DEAŞ, Fırat Kalkanı Harekatı boyunca en ciddi direnişini Bab’ta gösteriyor.
Harekata karşısında savunma hattını Bab’da kuran örgüt, çoğu kez bomba yüklü araçlarla saldırıyor.
Araçlara yüklenen bomba miktarı, çoğu süre uçakların attığı bombanın eşit düzeyinde olabiliyor.
Kimi vakit sivil araç gibi sokulan patlayıcı yüklü kamyonetler, yüksek süratle hedefe yol alıyor. böylece vurularak durdurulmaları epeyce zorlaşıyor.
Güdümlü füze ya da tankların isabet yüzdeleri, hedefin çabuk hareket etmesinden ötürü azalıyor. Bomba yüklü araçlar, her an tüm yönlerden hatta cephe hattının ardından gelebiliyor.
Bu nesil mobil saldırı araçları en iyi, 24 saat devrede olan insansız hava araçlarının nokta atışlarıyla durdurulabiliyor.
SİVİLLERİN İÇİNDEN TERÖR SALDIRISI
Bab ilçe merkezinde meskun mahal savaşı başlarken, yaklaşık 2,5 yıldır ilçede oturmuş olan teröristler, “sivilleşme” avantajını kullanıyor.
Sivil yaşama kamufle olmuş teröristler kendilerini gözden kaybettirebiliyor. Minik gruplar halinde çoğu kez şipşak mobilize oluyorlar.
böylece sayılarını, hangi noktalardan saldıracaklarını, nerede yığınak yaptıklarını, mühimmat sakladıklarını ve tuzak kurduklarını tespit etmek basit değil.
Teröristler, Harekat unsurlarının geçecekleri yerlere çok sayıda el yapımı patlayıcı ve bubi tuzakları kurmuş durumda.
Harekat ilçe merkezinde ilerlediği esnada, sivillere ait evlerdeki terör hücreleri arkadan pat diye saldırabiliyor.
Fırat Kalkanı Harekatı ’nda ele geçirilen diğer bölgelerin tersine, Bab ’da halen onbinlerce sivil bulunuyor.
öte taraftan terör örgütü, hava taarruzları, top ve havan saldırılarına karşısında sivilleri kalkan olarak kullanıyor.
DEAŞ teröristleri ilçedeki karargah, komuta, toplanma merkezi gibi unsurlarını sivillerin kalabalık olduğu yerlerin içine taşıdı.
Fırat Kalkanı Harekatı ’ndaki üst seviye bir karar herif, DEAŞ aleyhinde kayıpları minimum tutacak ama kararlı bir şekilde ilerlemeyi amaçladıklarını, bunun aceleye getirilmesinin içten olmadığını bildirdi.
EL BAB’I DA BÖYLE ALACAĞIZ
Yetkili, stratejik aklın, “gerektiği dek umma” ve “hamle için en uygun anları yakalama”yı mecbur kıldığını belirterek, “Hareket tarzımız yavaş yavaş tez çabuk ileri gitmek. Bab’ı da böyle alacağız” dedi.
