Türk Eğitim-Sen Malatya Şube Başkanı Ekrem Şenol, “Türk Eğitim-Sen olarak dün de söyledik, bugün de söylüyoruz, yarın da söyleyeceğiz. Öğretmenlerin görüşme ile sözleşmeli olarak atanmasını doğru bulmuyoruz” dedi.
Yeni eğitim-öğretim dönemi öncesi değerlendirmelerde bulunan Türk Eğitim-Sen Malatya Şube Başkanı Ekrem Şenol, 2016-2017 eğitim-öğretim döneminin hayırlara vesile olmasını temenni ederek, yeni dönemde öğretmenlere, eğitim çalışanlarına ve öğrencilere başarılar diledi. Yeni eğitim-öğretim yılı öncesi Milli Eğitim Bakanlığına çağrıda yer alan Şenol, “Yetkililerinden talebimiz, sendikamızın dile getirdiği eksikliklere, yanlışlıklara kulak kabartmaları, taleplerimizi dikkate almalarıdır. Bu, eğitimin geleceği, çocuklarımızın, eğitim çalışanlarının rahat ve mutluluğu, kaliteli, verimli bir eğitimin sağlanması için fazla önemlidir” diye konuştu.
Konuşmasında, Ulusal Eğitim Bakanlığı göre yayımlanan KHK ile bitmiş sözleşmeli öğretmenliğin getirildiğini anımsatan Şenol, 2011 yılının Haziran ayında kaldırılan sözleşmeli öğretmenliğin geri getirilmesinin ve bu öğretmenlerin alımının röportaj ile yapılmasının eğitim camiasında infiale yol açtığını ileri sürdü. Şenol, “Türk Eğitim-Sen olarak dün de söyledik, bugün de söylüyoruz, yarın da söyleyeceğiz. Öğretmenlerin mülâkat ile sözleşmeli olarak atanmasını doğru bulmuyoruz. Sözleşmeli ve görüşme sistemi ne doğuda ve mahrumiyet bölgelerinde hoca tutmanın yoludur, ne de FETÖ ya da öteki bölücü örgütlere üye insanları tespit edebilmenin yoludur. Öğretmenler fazla sıkı bir güvenlik taramasından geçirildikten sonra KPSS puan üstünlüğüne kadar kadrolu olarak atanmalıdır. Zira doğuda, mahrumiyet bölgelerinde öğretmen tutmanın yolu bellidir. Siz öğretmenlere zorunlu hizmet tazminatı ödeyin, bakın bakalım o bölgelerde hoca açığı kalıyor mu? Baştan hedef, öğretmenlerin performanslarını ölçmek ise o halde niçin kadroya alınmaları için 4 yıl baştan başa bekleyeceklerdir? Zaten öğretmenler bir takvim bir performans sürecinin gerisinde kadroya alınmaktadır. Bir yıllık vakit, performansın belirlenmesi için tatmin edici değil midir?” ifadelerini kullandı.
Sözleşmeli hoca alımı için mülakatlar yapıldığını ve sonuçların 28 Eylül tarihinde açıklanacağını bildiren Şenol, mülakatların adil bir şekilde yapıldığından tamamen emin olmadıklarını söyleyerek, “Fakat, ‘Mülakat komisyonları hak ve yargı ölçüsünde puanlar mı verdi, mülakatlar adaletli ve transparan mı yapıldı?’ sorusuna bütün anlamıyla evet cevabı vermemiz mümkün değildir. Hatırlanacağı üzere idareci atamalarında oluşturulan komisyonların puanları nasıl ve neye kadar verdiği hala hafızalarda tazedir. Aynı haksızlıkların, hukuksuzlukların sözleşmeli öğretmen alımında da yaşanmayacağının garantisini kim, nasıl verecektir? Dolayısıyla uyarı edilmesi gereken husus, Ulusal Eğitim Bakanlığında bir paralel yapı temizlenirken, yeni bir paralel inşa oluşturulması noktasında mücadele sarf edilmesi olmalıdır” sözlerini kaydetti. Şenol, FETÖ ile mücadele sırasında MEB’de çoğu öğretmenin açığa alındığının da altını çizerek, yeni hoca alımının artırılmasını istek ettiklerini kaydetti. Şenol, “Milli Eğitim Bakanlığı, personelinin en fazla açığa alındığı Bakanlıktır. MEB, 15 Temmuz darbe girişimi gerisinde meslekten ihraçlar nedeniyle 15 bin sözleşmeli öğretmen alımı gerçekleştirecektir. Ulusal Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, 15 bin öğretmen alımına ilaveten bitmiş 15 bin öğretmen daha alınacağını açıklamıştır. Türk Eğitim-Sen olarak son gelişmelerin ardındaki 30 bin hoca alımı daha yapılmasını destekliyoruz. Fakat bu sayıyı yeterli bulmuyoruz. Bilindiği üzere son olarak 11 bin 500 hoca daha açığa alınmıştır. öte taraftan kapatılan okullardaki öğrenci sayısı, ücretli öğretmen görevlendirmeleri ve ülkemizdeki hoca açığı hesap edildiğinde öğretmen alımlarının yetersizliği bir kere daha görülecektir. Türkiye’de ücretli hoca sayısı 75 bin civarındadır. Ücretli öğretmenlik sistemine son verilmeli hoca adaylarımız bilgisinden ve enerjilerinden bu milletin evlatları faydalanmalıdır” diye konuştu.
Ekrem Şenol, bütün eğitim çalışanlarının hesaplı yönden bıkkınlık içerisinde olduğunu da iddia ederek, “Tıpatıp diğer ahali çalışanlarımız gibi düşük zam oranlarına mahkum edilen eğitim çalışanlarımız MEB kadar desteklenmelidir. Öğretmenlerin ek ders ücretleri artırılmalı, eğitim-öğretim yılı başında verilen Eğitim-Öğretime Hazırlık Ödeneği brüt bir ücret tutarında tüm eğitim çalışanlarına verilmeli, tezgâhtar hizmetler sınıfının görev tanımları yapılmalı, bu millet cebren yaptırılan iş işler yapmaya mecbur bırakılmamalı, öğretmenlerin ek göstergeleri 3 bin 600’e yükseltilmeli, tüm ulus görevlilerinin ek göstergeleri 800 puan artırılmalı ve asistan hizmetler sınıfına ilave gösterge verilmelidir” şeklinde konuştu. – MALATYA
