Trump dönemi Türkiye için ne vaad ediyor?
Haber7.com yazarı Mehmet Acet bugünkü yazısında ABD’nin 45. başkanı Trump’la beraber açılan yeni dönemde Türkiye ile ilişkilerin nasıl olacağını yazdı.
Türkiye için iyi mi olacak? Yoksa işler daha da kötüleşecek mi?
Bu meslek şu anki haliyle biraz piyasa tahminlerine benziyor.
Dolar çıkacak mı? Düşecek mi? borsanın durumu ne olur? Sorularına her gün bir istif ekonomist çıkıp cevaplar veriyor ya hani.
Onun gibi bir şey.
Kızmasınlar lakin, bugüne değin bu konularda tahminleri tutan bir tane ekonomiste rastlamış da değilim.
Bu konularda iki tane ekonomiste güven duydum.
Onlardan biri, dolar ne olur? Soruma “Bilmiyorum” diye cevap vermişti.
Diğeri de “Düşmez kalkmaz bir Allah” demişti.
Konumuz neydi?
ABD ’nin yeni başkanı.
TÜRKİYE/ABD İLİŞKİLERİNİN BUNDAN SONRAKİ SEYRİ NASIL OLUR?
Donald Trump döneminde Türkiye/ABD ilişkileri nasıl bir seyir izler?
İçinde bulunduğu bu kriz iklimi sona erer, yeni bir bahar havası yakalanabilir mi?
Clinton seçilseydi neler olabileceğini tahminde bulunmak daha bir olası olacaktı.
Trump için aynı şey geçerli yok.
Ama şunu yapabiliriz.
Trump ’ın ABD Başkan adaylığına soyunduğu ilk günden itibaren yaptığı açıklamalar, Türkiye ve Türkiye ’yi yakından ilgilendiren konularla ilgili sözleri bir takım yorumlar yapmamıza asistan olabilir.
Bu açıklamalar üzerinden iz sürmeye başlayacaksak, karşımıza aydınlık bir tablo çıktığını söylemek öyle olası yok.
Trump ’ın açıklamalarına baktığımızda Türkiye ’nin ‘radar mesafesine ’ giren konularla ilgili çoğunlukla negatif bir yerde durduğu görülebiliyor.
UMUDA YELKEN AÇTIRMAK İÇİN ÇOK ERKEN
Mesela, Trump derken;
-Türkiye ’nin terörist olarak kabul ettiği PYD ’ye hayran olduğunu söyleyen,
-Türkiye ’ye müzahir Suriyeli muhaliflerin Esad ’dan daha fena olabileceğini dile getiren,
-Sisi ’den “Harika meslek çıkarmış biri” olarak söz edip, Darı ’daki darbeye açıkça takviye vermiş bir isimden laf ediyoruz.
Trump ’ın İslam ve Müslüman karşıtlığı ile siyaset sahnesine adım atmış olduğunu da aklımızın bir köşesinde tutmakta üstünlük var.
Peki bardağın doymuş bir tarafı değil mu?
Evet, olumlu düşüneceksek, buna dair birkaç bilgi paylaşımı da yapabiliriz.
Trump sahneye çıktıktan daha sonra Türkiye ile ilgili öyle konuşmadı.
Yalnızca 15 Temmuz ’dan sonra bir beyanatı var ki, O, Ankara ’da da olumlu bir bildiri olarak not edilmiş durumda.
Peki ne demişti?
Darbeyi çökme ve girişimi tersine çevirme konusunda Erdoğan ’a epeyce güvendiğini söylemişti.
TRUMP TÜRKİYE VE ERDOĞAN İLE İLGİLİ OLUMLU CÜMLELER KURDU
Trump ’ın Erdoğan, AK Parti hükümeti ve Türkiye ile ilgili olumsuz bir kanaat serdetmemiş olması önemli.
Lakin ana eylem düzeyinde ne oluşturacağı önemli.
Sonuçta Obama da lafta bir sürü güzel sözler sarf etmişti.
Gelinen nokta apaçık.
Üzerinde durabileceğimiz ikinci husus, Trump ’ın İran ile ilgili sözleri.
Obama döneminde, Türkiye ’ye karşısında İran ’ın nüfuz alanını genişletmesine dobra dobra yardım veren ABD yönetiminin, İran ’a alerjiyle bakan Trump döneminde alacağı yeni davranış, Irak ve Suriye ’nin, haliyle de Türkiye ’nin geleceğini çok yakından ilgilendiriyor.
OBAMA BERBAT BİR IDARE SERGİLEDİ
Obama yönetiminin ikinci dönemi, Türk/ABD ilişkilerinin tarihinde en berbat dönem olarak kayıtlara geçti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ’ın, AK Parti hükümetinin dış politika kurmaylarının Obama ’ya nasıl bir hiddet beslediğini bilhassa isim vermeden yapılan açıklamalarda fazla net bir şekilde görebiliyoruz.
Fakat, görevden ayrıldıktan daha sonra Obama hakkındaki gerçek fikirler, daha kuytu bir şekilde dile getirilebilecek.
Trump döneminde benzer berbat iklim devam eder mi?
ABD yönetimi, Türkiye ’nin terörist bellediği bir örgütü Türkiye ’ye karşısında kullanmayı sürdürür mü?
Obama ’nın yaptığı gibi, Ortadoğu ile ilgili bütün politikalarını “Türkiye ’nin kaybetmesi” üzerine kurgulamaya devam eder mi?
HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLAMAZ
Piyasa tahminlerine benzemesin ama şöyle bir yorum yapabilirim.
Trump döneminde Türkiye/ABD ilişkileri Obama dönemindeki gibi katiyen olmayacak.
Peki nasıl olacak?
Ya, toparlanacak, dengeli bir seviyeye gelecek.
veya, süratli bir şekilde daha derin bir krize sürüklenip kopma noktasına gelecek.
Obama pek bir servet bıraktı ama, “Bu böyle devam eder gider” diyebileceğimiz bir tablo yok karşımızda.
