Kim olduğunu öğrenince çok şaşıracaksınız!
Mehran Karimi Nasseri, 1942 ’de İran ’da doğdu. 1973 yılında Bradford Üniversitesi ’den kabul aldı ve 3 yıl boyunca İngiltere ’de yaşadıktan ve okul bittikten sonradan ülkesi İran ’a geri döndü.
 

O zamanlar İran ’da Şah ’a karşı başlatılan isyanda Nasseri de yer almış. bu nedenle ülkesinden sürülmüş ve dağıtılmış ülkelere sığınmak için başvuruda bulunmuş. Sonunda, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği tarafından Belçika ’da mülteci statüsüne kavuşmuş.
 

Mülteci statüsünün, Avrupa ’nın birçok ülkesinde ikamet etmesine izin vermesi gerekiyordu. Dolayısıyla, Nasseri 1986 yılında, tanıdığı bir ülke olan İngiltere ’ye taşınmaya karar verdi. Ama seyahat sırasında bir aksilik oldu ve bütün belgeleriyle çantası çalındı.

Annesinin İskoçya ’da hemşirelik yaptığını kanıtlamaya çalışsa da, elinde buna dair hiçbir evrak yoktu.
 

neticede İngiliz göçmen yetkilileri ülkeye girmesine izin vermedi. Nasseri derhal Fransa ’ya döndü. Fransa ’da ise elinde herhangi bir devlete ait belge olmadığı için polis göre hemen tutuklandı.
 

Nasseri ülkeye hukuki olarak girmesine rağmen, herhangi bir belge gösteremediği ve geri dönecek bir ülkesi olmadığı için, bundan böyle kalabileceği tek yer Terminal 1 ’in gidiş salonuydu.
 

1992 ’ye kadar Fransız mahkemesi kararında gayet katıydı. “Nasseri havaalanından kovulamaz çünkü orada yasal olarak bulunuyor.

Ama bu, ülkeye girişine izin verilmesi için yeterli değil.”
Bu sırada Fransız insan hakları avukatı Christian Bourget Nasseri ’nin çantasını buldu ve kendisine götürdü.
 

Nasseri ’nin Belçika ’dan zorunlu yeni evrakları alması için girişimler başladı lakin bunun için de kendisinin kişisel olarak gidip başvurması gerekiyordu. Belçika sığınmacı yasasına göre, ülkeyi içinden gelerek terk eden sığınmacı, bir daha geri dönemezdi.
 

1995 yılında Belçika yetkilileri Nasseri ’nin izin alabilmesi için kanunu değiştirdi. Yalnızca bir sosyal hizmet uzmanının gözetiminde yaşamak şartıyla Belçika ’ya geri dönebilirdi.
 

Lakin Nasseri ’nin bambaşka yaşam planları vardı. O hala İngiltere ’ye gitmek istiyordu ve Belçika ’nın teklifini reddetti. Ve bunun sonucunda havaalanında yaşamaya devam etti.
 

Nasseri zamanını hiç boş geçirmedi. Tıpatıp havalimanı kapısının öteki tarafındaki millet gibi yaşamaya devam etti. Yanına bagajıyla oturdu, kitap okudu, ekonomi hakkında çalıştı, jurnal yazdı ve ona yiyecek ve gazete veren havaalanı çalışanlarıyla dost oldu.

Az Kalsın “olağan” diyebileceğimiz bir hayat geçirdi.
Nasseri ’nin bu alışılmadık hikayesi gerçekti ve Spielberg ’in 2004 yapımı Terminal filminin ilham kaynağıydı. Nasseri ’ye hikayesi için 250.000 dolar telif ödendi. Nasseri film için epeyce heyecanlanmıştı ve filmin posteriyle Terminalde dolaşarak reklamını bile yaptı.

Nasseri hastaneye kaldırıldığı 2006 yılına değin Terminal 1 ’de yaşadı.

2007 ’de, hastaneden çıktıktan birkaç ay sonra Paris ’te bir hayır merkezine transfer edildi. 2008 yılından beri Nasseri bu sığınma merkezinde yaşıyor.