Kendini mi kurtarmaya çalışıyor, Aslı’yı mı?

  • Google
  • Google
  • Google
  • Google
  • Google
  • Google
  • Google

Cannes’a giden üç dizi yıldızımız çektikleri fotoğraflarla, selfie’lerle, kırmızı halı pozlarıyla gündemden düşmedi. Magazin Konseyi de üç güzel yıldızın Cannes’dan Türkiye’ye yansıyan performanslarını değerlendirdi, en çok hangisini beğendiklerini tartıştı…

Kendini mi kurtarmaya çalışıyor, Aslı’yı mı

Cengiz Semercioğlu: Bizimkiler Cannes’da değil fırtına kopartmak, yaprak kıpırdatamazlar. O yüzden ancak güzellikleri, kılık kıyafetleriyle değerlendirebiliriz onları. Bu anlamda da 1- Fahriye Evcen, 2- Meryem Uzerli, 3- Bensu Soral diyebilirim. Ama Yılmaz Güney’in 35 yıl sonra Cannes’da gösterilen “Yol” filmini izlemeye gitmedikleri için sınıfta kaldılar.
Ömür Gedik: Bu festivali, filmleriyle kırmızı halıda poz veren oyuncularımız üzerinden değerlendirmeyi tercih ederdim tabii. Bensu Soral’ın elbise seçimini pek çokları gibi ben de beğenmedim. Cannes için fazla sıradan ve özensizdi. Meryem Uzerli, Alp Özcan’dan “o kadın” imzalı selfie ile gol yememiş olsa hayli havalıydı aslında. Saçları daha iyi olabilirmiş ama. Fahriye Evcen söz konusu üçlünün en güzel görüneniydi benim gözümde. Benim birincim de Fahriye.

Kendini mi kurtarmaya çalışıyor, Aslı’yı mı

Melike Karakartal: Meryem ne yapsa güzel, ne yapsa gösterişli oluyor, ruh hali ve enerjisi çok başka, bu törende yine en göz alıcı görünen isim oydu bana göre. Bensu, yeni neslin en ön plana çıkan ismi.
Hem güzel, hem yetenekli, daha uzun yıllar ekranlarda göreceğimiz isimlerin başında. Fahriye de artık bir “klasik” olmaya doğru ilerliyor. Kariyerini doğru yönetiyor, doğru işler seçiyor, son derece ölçülü ve nitelikli bir genç kadın. Takdir ediyorum.

Kendini mi kurtarmaya çalışıyor, Aslı’yı mı

Onur Baştürk: Ben hiçbirinin performansını beğenmedim. Ne Meryem Uzerli’yi, ne Fahriye Evcen’i ne de Bensu Soral’ı. Çünkü ortada performans yoktu! Markalar adına gittiler, gezdiler, geri döndüler.
Abartılacak bir durum yok. Ama üçünün kırmızı halı kıyafetlerini değerlendireceksek o başka. Açık ara Fahriye Evcen önde. Sonra da Bensu Soral…

Kendini mi kurtarmaya çalışıyor, Aslı’yı mı

KONSEY BU DÜĞÜNÜ BEĞENDİ

Sarp Akkaya’nın düğünü

Damat Sarp Akkaya’nın davul çaldığı, gelin Sinem Yalçınkaya’nın sahnede şarkılar söylediği, Kenan İmirzalıoğlu’nun halay başı olduğu Beykoz Kundura Fabrikası’ndaki düğün, renkli görüntülere sahne oldu.
Kendini mi kurtarmaya çalışıyor, Aslı’yı mı

Cengiz Semercioğlu: Son yıllarda gördüğüm en eğlenceli ünlü düğünüydü. Bir düğünde gelinle damat eğlenirse herkes eğlenir. Zaten bu çiftin evlenme teklifi de eğlenceliydi; Fenerbahçe basketbol maçında skorboard’da evlilik teklif etti Sarp. İnşallah ömür boyu böyle eğlenceli bir yuvaları olur.
Melike Karakartal: Sadece gelin ve damadın değil, istisnasız herkesin saf mutluluk yaşadığı, güzel bir aşkın kutlaması olmuş tam… Başkalarını memnun etmek için uğraşmamış görünüyorlar, herkes ve her şey son derece doğal, “düğün gibi düğün” demeli! Mutluluklar dilerim.
Ömür Gedik: Sarp’ın düğününün samimi ve eğlenceli bir ortamda geçmesine hiç şaşırmadım, kendisi gibi bir düğünü olmuş. Kenan’ı halay başı olarak izlemek isterdim doğrusu. 
Onur Baştürk: Çok eğlenceli bir düğün olmuş. Ama keşke beni de çağırsalardı. Tabii ki ben katılsaydım daha eğlenceli olurdu! Neyse bu haliyle de çok güzel olmuş. Daha ne diyeyim.
Zaten evlenme teklifi de ilginçti, düğünün de eğlenceli geçeceği belliydi.

Nazan Öncel’in
yalnızlığı

Nazan Öncel, iki büyük acı yaşadı. İlk olarak 12 yıl evli kaldığı Salih Öncel’i, 5 gün sonra da eşi Akşit Togay’ı kaybetti…
Kendini mi kurtarmaya çalışıyor, Aslı’yı mı

 Cengiz Semercioğlu: Bu ne acı bir tesadüftür… 5 gün içinde hayatına giren iki önemli insanı kaybetti Nazan Öncel. Allah sabırlar versin.
Onur Baştürk: Ya gerçekten bu nasıl bir şeydir? 5 gün arayla hayatındaki iki önemli insanı kaybetmek… Nazan Hanım güçlü kadındır, bu acının da üstesinden elbet gelecektir.
Ömür Gedik: Nazan Öncel’e başsağlığına gittiğimde “Eskiden her şeye gülerdim, neşeliydim, yaş aldıkça ağlayacağım şeyler artıyor” demişti. İki büyük acıyı üst üste yaşamak hiç kolay değil. Kendisine sabır diliyorum. Bu dönemde elimizden geldiğince yanında olacağız. 
Melike Karakartal: Nazan Öncel’e, ailesine ve sevdiklerine sabır dilerim.

Haftanın kıyafeti

Aşkın’a yakıştı

Aşkın Nur Yengi, sahnede giydiği Gülşah Saraçoğlu imzalı elbiseyle olay yarattı. Transparan zannedilen kıyafet o kadar konuşuldu ki, Yengi ve Saraçoğlu içinde astar olduğunu açıklamak zorunda kaldı. Konsey de kıyafetin Yengi’ye yakışıp yakışmadığını tartıştı…
Kendini mi kurtarmaya çalışıyor, Aslı’yı mı

Ömür Gedik: Kıyafet o kadar çok konuşuldu ve gündem oldu ki, bence görevini fazlasıyla yaptı. Bu açıdan bakacak olursak ben kıyafeti ve işlevini beğendim. Daha ne olsun…
Cengiz Semercioğlu: Herkes gibi ben de ilk gördüğümde transparan zannettim kıyafeti. “Vay be Aşkın Nur Yengi’ye bak” dedim kendi kendime. Neden böyle bir kıyafet giydiğini sorgulamadım bile. Zaten içinde astar olduğu ortaya çıktı. Astarlı ya da astarsız bu kıyafet Aşkın’a çok yakışmış. Tam bir sahne kıyafeti.
Onur Baştürk: Nesi olay yaratmış bu kıyafetin ben anlamadım. Ne kıyafetler gördük şu magazin tarihinde, kala kala bu vasat kostüme mi kaldık? Aşkın Nur Yengi’ye yakışmış, o ayrı. Ama astarlı mı astarsız mı, şöyle mi böyle mi, sırf gündeme gelmek için yapılmış bir hareket gibi geldi bana.
Melike Karakartal: Gözü yanıltan bir kıyafet, uzaktan hakikaten transparan görünüyor fakat şık buldum.
Fazla açık veya basit bir kıyafet değil, oyuncaklı ve ağırlığı olan bir sahne kostümü, yakışmış.

Deniz ne yapsın

Deniz Seki, tahliyesine (5 Haziran) günler kala magazine gündem olmaya başladı. Arabasına haciz geldiği, tahliye saatini oruçlu gazetecileri düşünerek iftar sonrasına almak istediği, hayranlarının cezaevi önüne otobüs kaldıracağı, hatta nişanlısının onu terk ettiği bile yazıldı… Konsey, “Deniz Seki magazini”ni değerlendirdi, Seki’nin ne yapması gerektiğini tartıştı…

Kendini mi kurtarmaya çalışıyor, Aslı’yı mı

Onur Baştürk: Bu haberler daha başlangıç, asıl Deniz’in çıkacağı gün bayağı olay olacak. Kolay değil çünkü, haksız yere onca sene hapis yattı Deniz. Ve şimdi tamamen özgür olacak. Sırtındaki kamburdan kurtulmuş olarak. Bence bir an önce bir konser yapmalı. Sonra da albüm. Bu geri dönüşü iyi değerlendirmeli.
Melike Karakartal: Deniz Seki’nin, özgürlüğüne kavuştuktan sonra hakkında yazılan yalan haberleri düzeltmekle uğraşacağına, enerjisini bunun için harcayacağına ihtimal vermiyorum.
Şu sıralar çok yazılıp çizilecek şüphesiz, o söylenenlere aldırmadığında bir süre sonra doğal olarak kendiliğinden geçecek bu dönem.
Cengiz Semercioğlu: Deniz Seki haziran ayının en çok konuşulan ünlüsü olacak, şimdiden belli bu. Kendinden önce magazini tahliye oldu. Hakkında doğru yazıldığı gibi yanlış haberler de çıkacak. Her ünlü için geçerli değil mi bu? Aslında bu, Deniz’in sevinmesi gereken bir durum. Yeniden doğuşunun göstergesi bu haberler.
Ömür Gedik: Deniz Seki magazini kendisi cezaevinden çıktıktan sonra da bir süre bu hızla devam edecek. Uydurma haberler de illa ki yapılacak. Ben Deniz’in ve ekibinin bu süreci nasıl yöneteceğini merak ediyorum.

Yeni bir yön çizmezse

Aslı Enver’e ihanet ettiği iddia edilen Murat Boz, “ihanetin teknik olarak mümkün olmadığını” söyledi, “Zaten ayrılmıştık” dedi. “Kendini mi kurtarmaya çalışıyor, Aslı’yı mı?” sorusu akıllara takıldı
Kendini mi kurtarmaya çalışıyor, Aslı’yı mı

Onur Baştürk: Murat Boz neyi kurtarmaya çalışıyor bilinmez ama gerçek şu ki, kendine yeni bir yön çizmezse kariyerini de kurtaramayacak.
Melike Karakartal: Ayrılık tarihini biz bilemiyoruz, ortaya bir anda “gece gezmelerinde” haberleri dökülünce başka türlüsünü düşünemedik! Teknik olarak ayrılık tarihiyle “kızlarla eğlendi” gecesi arasında uzun zaman olmayınca aldattığı yönünde algılanması doğal, bunu değiştirebileceğini zannetmem.
Ömür Gedik: Ayrıldıklarını açıklamadıkları için basına yansıyan, teknik olarak herkese ihanet gibi geldi. Olan oldu artık uzatmaya da gerek yok.
Cengiz Semercioğlu: İnandırıcılığı yok. Murat Boz ister teknikten bahsetsin, ister matematikten bu işin altından kalkması iki-üç yılı bulur.

En iyi 15
bahar şarkısı

Bu yaz bahar gelmedi ama nisan ve mayıs ayında çıkan şarkılar “bahar şarkıları” olarak Magazin Konseyi’nin gündemine geldi. Peş peşe çıkan single ve albümlerden öne çıkanları dinleyen Konsey, bu yılın en iyi 15 bahar şarkısını seçti…
Kendini mi kurtarmaya çalışıyor, Aslı’yı mı

1- Tarkan&Sezen Aksu “Ceylan”
2- Hande Yener “Bakıcaz Artık”
3- Kenan Doğulu “İlk Adımı Sen At”
4- Bengü “Kuzum”
5- Göksel “Tam da Şu An”
6- Erdem Kınay&Merve Özbey “Boynun Borcu”
7- Ajda Pekkan “Düşman mısın, Âşık mı?”
8- İlhan Şeşen “Uzakta”
9- Serdar Ortaç&Sinan Akçıl “Yüzyılın Aşkı”
10- Can Bonomo “Kal Bugün”
11- Ebru Yaşar “Nasıl uyuyorsun”
12- Yaşar “Nara”
13- İlyas Yalçıntaş “Gel Be Gökyüzüm”
14- Funda Arar “Bırakma Beni”
15- Feride Hilal Akın&ENBE “Bilir mi?”

Erkeklerle
sürekli
FaceTIme’da
konuşmak lazım

Eşleri/sevgilileri şehirde olmayan iki ünlü erkek başka kadınlarla görüntülendi bu hafta. Mert Fırat, sevgilisi Hande Doğandemir Muğla’da film festivalindeyken bir kadınla arabada görüntülendi, “Beşiktaş’a bırakıyordum” dedi. Beşiktaşlı futbolcu Tosic de eşi Jelena yurtdışındayken gittiği kulüpten saat 05.00’te esmer bir kadınla ayrıldı, “Arkadaşımızın nişanlısı” dedi. Konsey, hangi savunmanın daha “orijinal” olduğunu ve erkeklerin ihanetlerini tartıştı…
Kendini mi kurtarmaya çalışıyor, Aslı’yı mı

Ömür Gedik: Erkekleri yalnız bırakmaya gelmiyor demek ki. İş gereği yanında olamayıp yalnız bırakacaksan da giderken kurallar koyacaksın.
Sokaklara atmayacaklar kendilerini, nerede kiminle olduklarını bileceksin, o arada da sürekli FaceTime yapacaksın.
Yoksa doğru ya da yalan bilemiyorum, kendilerini savunmak zorunda oldukları böyle durumlarla karşılaşmanız muhtemel olabiliyor. 
Onur Baştürk: “Arkadaşımızın nişanlısı” bayağı kötü bir yalan olmuş. “Beşiktaş’a bırakıyordum” yine daha anlaşılabilir ve İstanbul şartlarında normal kaçan bir cümle. Yalan da olmayabilir yani.
Ama ihanet için illa ki sevgilinin şehir dışına çıkmasına gerek yok. İhanet edecek insan her türlü eylemini gerçekleştirebilir.
Melike Karakartal: Mert Fırat daha sonra “Aldatacak olsam Avcılar’a giderim, Bağcılar’a giderim” demiş ama Hürriyet Bağcılar’da, hatırlatalım! Tosic meselesinde de eşi Jelena ipleri eline alıp açıklama yapmış, ortada bir yalan var gibi görünmüyor.
Artık herkesin elinde telefonla gönüllü magazin muhabirliği yaptığı bir zamanda ihanetin ortaya çıkmaması gibi bir seçenek yok…
Cengiz Semercioğlu: “Her koşulda inkar, sonuna kadar inkar” erkeklerin mottosu olduğu için, Mert ve Tosic doğru söylüyor olsa bile bu intibanın kurbanı oluyor. Jelena da ‘arkadaşımızın nişanlısı’ açıklaması yaptığı için Tosic yırtmış görünüyor.
Mert cephesinde ise Hande’den konuyla ilgili bir ses çıkmadı ki, korkutucu olan da budur zaten.

Alp Özcan…

Gitti Cannes’da Meryem Uzerli’yi bulup fotoğraf çektirdi, altına da “o kadın” yazarak yediği golün acısını çıkarmaya kalktı…
Kendini mi kurtarmaya çalışıyor, Aslı’yı mı

 Cengiz Semercioğlu: Fotoğrafı da partiye gittiği kıza çektiriyor. Bunu da Meryem’e çaktırmadan yapıyor. ‘Tuzak’ kurmuş yani…
Melike Karakartal: İkili arasındaki ilişki dinamiklerini çözebilmiş değilim, bu sefer yorum yok.
Onur Baştürk: Ben sevdim Alp’in yorumunu. Meryem’e gol attığını da düşünmüyorum.
Ömür Gedik: Ben de sevdim yorumu. Ama ben Özcan’ın Uzerli’ye gol attığını düşünüyorum.

Saçmalayanlar listesi

Ganyotçu Ebubekir…

İzmir Marşı’na küfretti. “Payitaht Abdülhamid”den sonra, yeni filmindeki işini de kaybetti…

Cengiz Semercioğlu: Bir yerlere kendince yaranmaya çalışanlara iyi bir ders olur bu.
Melike Karakartal: Kendi dışındaki insanların değerlerini ayaklar altında ezmekten çekinmeyen bir taraftar profili sergiledi, birlik ve beraberlik böyle bir anlayıştan çıkmaz.
Onur Baştürk: Büyük saçmaladı, büyük kaybetti.
Ömür Gedik: Eminim bu kadar saçmaladığı için pişmandır şimdi. Ders olsun…

Hindistan’ın yılanı…

Gitti Bülent Ersoy’u ısırdı. Koskoca Diva’mızı gurbet ellerde hastanelik etti!
Kendini mi kurtarmaya çalışıyor, Aslı’yı mı

Onur Baştürk: Yılan soktuğuna inandınız mı? Bayağı kurgu. Mevzu olsun diye yapmışlar ama hiç olmamış.
Ömür Gedik: Umarım kurgudur ve umarım haberlerde yazdığı gibi set çalışanları yılanı öldürmemiştir!
Cengiz Semercioğlu: Ersoy bu, yılandan korkmaz yalandan korktuğu kadar. Hintli yılan da öğrenmiştir bunu…
Melike Karakartal: O yılanı kınıyorum!

 

 

 

 

 

 

 

Pin It

MALATYA HABER | MALATYA | HABER MALATYA

Dünya Haberleri | Siyaset | Asayiş | Gazete Manşetleri | Ekonomi

Eğitim | Malatya Spor | Yaşam | Sağlık | Kanal Çocuk | Kültür Sanat

Sinema-Tiyatro | Müzik  | Magazin | Teknoloji | Malatyalılar

Akçadağ | Arapgir | Arguvan | Battalgazi | Darende | Doğanşehir | Doğanyol | Hekimhan | Kale | Kuluncak | Pütürge | Yazıhan  | Yeşilyurt

Yoruma Kapalı