Kentin DAEŞ’li teröristlerce adeta rehin alınması, Haşdi Şabi milisleri ile PKK’lıların ‘asayiş’ bahanesiyle Kerkük’e girmesiyle sonuçlandı. Ulaştığımız 6 Ekim tarihli data notunda, DAEŞ’in Musul operasyonu sürecinde ‘güvenliği zayıf’ diye tanımladığı Kerkük’e saldıracağına ilişkin açık uyarılar yeralıyor. Irak istihbarat görevlilerince Kerkük İl Emniyet Komisyonu’na ‘acil’ koduyla ulaştırılan rapordan birkaç gün sonra, 9 Ekim’de ABD’lilerle buluşma yapıldı.

Kerkük’ün güvenliğini sağlayan Peşmerge güçleriyle ABD’lilerin yaptığı toplantıda Kerküklüler, ilave güvenlik önlemleri alınmasını istedi. Bu öneriyi dikkate almayan ABD’li askerler, “DAEŞ, Kerkük’e saldırmak yerine içe kapanarak mücadelesini Musul’da sürdürecek” dedi ve güvenlik taleplerini geri çevirdi. Toplantıdan 3 gün sonradan, 12 Ekim’de benzer bir istihbarat notu daha geldi. Fakat buna ilişkin de herhangi bir operasyon yapılmadı.

UYUYAN HÜCRELER DEVREDE

SIRASI GELMIŞKEN, Kerkük saldırısını gerçekleştiren DAEŞ’lilerin yoğunlukla kentteki ‘uyuyan hücreleri’ kullandığı belirtiliyor. Kerküklü güvenlik yetkilileri, DAEŞ’in Kerkük’e eylemlerin başladığı gece değil çok öncesinde sızdığını, ola ki de aylar önce gelip değişik evlerde saklandığını düşündüklerini söyledi. Teröristlerin güneydeki Havice yönünden geldiği iddiasını ‘zayıf bir ihtimal’ olarak değerlendiren güvenlikçiler şunları söyledi: “Havice’nin durumu herkesin malumu. Dolayısıyla bölgeden her an bir hareketliliğin olabileceğini bildiğimiz için dikkatlerimiz her zaman bu yönde oldu. Ama teröristlerin içerideki işbirlikçileri ve uyuyan hücrelerine baktığımızda, uzun zamandan beri ‘içeride’ konuşlanmış olduklarını görüyoruz.”

YENİŞAFAK