Mahalli ’nin AHALI TV ’de Türkiye ’yi terör örgütlerinin hamisi duyuru ettiği, tutuklayan Egemen Mustafa Çakar ’ın ise tutuklama gerekçesinde yurtseverlik dersi verdiği anlaşıldı.

Geçtiğimiz günlerde devlet büyüklerine hakaret ettiği ve kötüleme attığı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhine iftira niteliğinde söylemlerde bulunduğu gerekçesiyle gözaltına alınan ve sevk edildiği Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’nce dün tutuklanan Suriyeli gazeteci Hüsnü Mahalli’nin tutuklanma gerekçesi ortaya çıktı.

Hakimlik kararında Hüsnü Mahalli’nin Insanlar Tv’de ‘Medya Mahallesi’ programına katıldığı, bu programda “5 yıldır Türkiye orada, Suriye’yi mahvetti. PYD’yi sen çıkardın ortaya, DEAŞ’i, Nusra’sı, bilmem nesi, tüm terör örgütlerinin arkasından Türkiye vardır. 5 yıldır Türkiye her şeyiyle bunların peşinde. Yeter Allah aşkına yeter.” dediği yer aldı. Kararda Mahalli’nin bu sözlerle Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nı ve hükümetini hakiki durum bu olmadığı halde terör örgütlerinin gerisinde olmakla itham ettiği belirtildi.

Türkiye Cumhuriyeti’nin Suriye’de ya da başka bir yerde hiçbir şekilde hiçbir terör örgütüne takviye olmadığı, aksine bu örgütlerin karşı olduğu ve bu terör örgütleriyle çaba ettiği açıklanmış kararda örnek olarak Suriye sınırında PYD ve DAEŞ gibi terör örgütleriyle mücadele ettiği, bunun bilinen bir reel olduğu, belli ve tanıdık bir gazeteci olan şüphelinin açık bir şekilde kötüleme attığı, devlet büyüklerine övünç kıracak şekilde hakaret ettiği kaydedildi.

Millet TV’deki konuşmada Hüsnü Mahalli’nin AK Parti iktidarını Suriye’de yaşananlardan sorumlu tuttuğuna uyarı çekilen Etken Mustafa Çakar imzalı kararda, “Türkiye Cumhuriyeti 3 milyondan artı Suriye vatandaşını dil, din, halk müziği ve mezhep ayrımı gözetmeksizin misafir etmekte ve yaralarını sarmaktadır. Dünyanın hiçbir ülkesinin yapmadığı değin bu insanlara karşılıksız takviye olmaktadır. Halep’te yaşanan insanlık dışı olayların önüne geçmek için Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ve hükümeti uluslararası arenada ateşkesin sağlanması için yoğun çaba sarfetmektedir. Çoğu insani malzemenin ülkemizden Suriye’ye gönderildiği bir ortamda Suriye’de yaşanan olaylardan Türkiye Cumhuriyeti yetkililerinin sorumlu tutulması ve Türkiye’nin az kalsın bir terör devleti olarak anlatılması düşünce ve hukuk ile izah edilemez. Bu bahis şahısların övünç, itibar ve saygınlığını rencide edecek, hakiki olmayan bir iddiadır.” denildi.

Mahalli’nin “Seni ve Mavi Marmara’yı satanlara iki söz etsene” ve “Halep ruh hastalarının işi bitti, 5 yıldır onlara yardım edenler ne olacak” biçiminde tweet attığı kaydedilen kararda, bu tweetlerin hakaret niteliğinde olduğu kaydedildi.

Hüsnü Mahalli’nin bir röportajında ise “Türkiye emperyalist ülkeler arasında mı?”sorusuna “Şu an o kadar” şeklinde cevap verdiği, benzer söyleşide “Suriye mezhep savaşına gider mi?” sorusuna “Türkiye provakasyon yaparsa gider” şeklinde cevap verdiği kararda anlatıldı. Mahalli’nin Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti politikalarının provakasyon özelliğinde olduğu ve mezhep savaşına yol açacağı sözlerinin reel olmayan beyanatlar olduğu kaydedilen hakimlik kararında, aynı söyleşide Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın 2. Yavuz edinmek istediğini, Esad’ın kendisini durdurduğu ve projesini bozduğu söylemlerine yer verildiği belirtildi. Türk ordusunun Cerablus’a Mercidabık Savaşı’nın 600. yılında girdiği ve bölgeyi DAEŞ Terör Örgütü’nden temizleyerek bölgeyi Cerablus halkına teslim ettiği kaydedilen kararda, bu durumun lokal ve görsel basında bulunan haberlerden açıkça anlaşılacağı açıklama edildi.

Hüsnü Mahalli’nin yeniden bir röportajında “Başkanlık sistemi ile yönetilen Türkiye’nin dış politikası nasıl gelişir” şeklindeki soruya “Ayrıca dış keza de iç politikası yüzde yüz diktatörlüğe gider. Tıpatıp Saddam Hüseyin döneminde olduğu gibi” dediği ortaya çıktı.