HDP’li Pir, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ kadar cevaplandırılması üzere verdiği soru önergesinde “Van F Tipi Cezaevinde yer alan tutsak Haydar Öztürk ’ün tutuklanma gerekçesi nedir ?” diye sordu. HDP ‘li Pir ’in soru önergesindeki tutsak ifadesine tepki gösteren Bozdağ, “Türk Canice Kanununda esir kavramı yoktur” dedi.

Yazılmış cevabında canice infaz kurumlarında, haklarında bahşedilen mahkûmiyet kararı kesinleşen “hükümlü”ler, mahkûmiyet kararı verilen ancak hükmü kesinleşmemiş “hükümözlü’ler ile mahkemeler ve sulh ceza hâkimliklerince tutuklama kararı verilen “esir”ların bulunduğunu bildiren Bakan Bozdağ, cinayet infaz kurumlarında, hükümlülerin ahali, dil, din, mezhep, uyruk, renk, cinsiyet, doğum, felsefi inanç, millî veya sosyal köken ve siyasî ya da diğer akıl yoksa düşünceleri ile ekonomik güçleri vc öteki toplumsal konumlan yönünden ayırım yapılmaksızın ve hiçbir kimseye imtiyaz tanınmaksızın uygulanmakta olduğunu hatırlattı.

CEZAEVLERİNDE SÜRGÜN DİYE BİR BAŞVURU DEĞIL

Yazılmış cevabında suç oluşturan infaz mevzuatında “sürgün” şeklinde bir uygulamanın bulunmadığına işaret eden Bozdağ, şu ifadelere yer verdi:
“Öncelikle zorunlu nakiller olmak üzere, hükümlü ve tutuklular mevzuata uygun bir şekilde bulundukları suç oluşturan infaz kurumlarından diğer cinayet infaz kurumlarına nakledilmektedirler. Başka suç oluşturan infaz kurumuna sevk edilen hükümlü ve tutukluların sevklerinden önce zorunlu afiyet kontrolleri yapılmakta ve güvenlik önlemleri alındıktan daha sonra sevk işlemleri gerçekleştirilmektedir. Canice infaz kurumlarında barındırılan mahkum ve tutuklular, mevzuat hükümleri çerçevesinde, kapasitesi yoğun olan ceza infaz kurumlarından kapasitesi yerinde olan cinayet infaz kurumlarına nakledilmekte olup, hükümlü ve tutukluların ailelerine yakın canice infaz kurumlarında barındırılmaları ara sıra olası olamamaktadır.

CEZAEVİNDE TEDAVI ÜCRETSIZ

Cinayet infaz kurumlarında yer alan tüm hükümlü ve tutukluların, öteki vatandaşlar gibi her türlü sağlık durumu hizmetinden faydalandığını belirten Bozdağ, “Hükümlü ve tutukluların, karoser ve ruh sağlığının korunması, hastalıklarının tanısı için, birincil tetkik ve tedavi hizmetleri cinayet infaz kurumlarında verilmekte; ileri muayene, tedavi ve rehabilitasyon gerekenler Devlet hastanelerine, daha ileri sağlık durumu hizmeti gerekenler ise üniversite hastanelerine sevk edilmektedir.Ceza infaz kurumlarında barındırılan tüm hükümlü ve tutuklular, özgürlüğünden mahrum olmayan her vatandaşın yararlanabildiği sıhhat haklarından ve hizmetlerinden öncelikli olarak yararlandırılmakta olup, her türlü tetkik ve tedavileri de Devletin teminatı altında ve ücretsizdir” dedi.

Yazılı cevabında suç oluşturan infaz kurumlarında bulunduğu sırada eceliyle hayatını kaybedenlere ilişkin rakamlara da yer veren Bozdağ şunları söyledi:

“Bakanlığımız kayıtlarının incelenmesinden, suç oluşturan infaz kurumlarında bulunduğu sırada hayatını kaybeden hükümlü ve tutsak sayılarıyla ilgili Milli Hak Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) kayıtları esas alınarak data derlenmeye 2009 yılından daha sonra başlanılması sebebiyle, yıllara göre eceliyle hayatını kaybedenlere ilişkin sayının; 2009 yılında 242, 2010 yılında 260, 2011 yılında 285, 2012 yılında 286, 2013 yılında 265, 2014 yılında 312, 2015 yılında 373, 2016 yılında 31/08/2016 tarihi itibarıyla 232 olduğu,anlaşılmıştır.”