Kars’taki FETÖ soruşturması kapsamında tutuklanan örgütün “il imamı” M.A, ifadesinde, örgüt mensuplarının darbe girişiminden daha sonra yakalanmamak için apart tarzı evler kiraladıklarını ve bu evlerde saklandıklarını anlattı. M.A: “Gayb-ı beyt’, 15 Temmuz ardından hizmet hareketi içerisinde bulunan ve tutuklanması yüksek ihtimal olarak görülen cemaat üyelerinin saklandıkları yerlere deniyor. ‘Steril ev’, hizmet hareketi içerisinde yer alan öğrencilerin son süreçten daha sonra apart tarzı konakladıkları yerlerdir”
Kars’ta FETÖ’nün darbe girişiminde yer alanların ortaya çıkarılması ve örgütün çökertilmesi için Kars Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde, İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerince gerçekleştirilen operasyonlar devam ediyor. Operasyonlar kapsamında gözaltına alınan FETÖ mensuplarının polisteki ifadelerinde garip teferruat ortaya çıkıyor.
Soruşturma dahilinde tutuklanan “Kars il imamı” M.A, ifadesinde, 17-25 Aralık süreci sonrasında ve 15 Temmuz darbe girişiminin arkasından bambaşka politikalar izlediklerini söyledi.
17-25 Aralık süreci ardından ve 15 Temmuz’dan sonra deşifre olmamak için bambaşka kod adları kullandıklarını gösteren M.A, şunları anlattı:
“Cemaat içerisinde kullanılan ‘bahçe’, hizmet hareketi içerisinde lise 1 ve 2’nci sınıfta öğrenim ve cemaate üstünlük sağlayacak, gelecek vadettiği düşünülen öğrencilerin yetiştirildiği evler. Bu öğrenciler cemaatin okullarına ve dershanelerine gitmeyen öğrencilerdir. Öğrenciler aynı zamanda ‘bakımlı grup’ sıfatını da taşıyor, cemaat için özel olarak yetiştirilen öğrenci grubudur. ‘Gayb-ı beyt’, 15 Temmuz sonrasında hizmet hareketi içerisinde yer alan ve tutuklanması yüksek olasılık olarak görülen cemaat üyelerinin saklandıkları yerlere deniyor. ‘Steril ev’, hizmet hareketi içerisinde bulunan öğrencilerin son süreçten sonradan apart tarzı konakladıkları yerlerdir.”
“Lise döneminde seçilen öğrenciler bilinmez, tanınmazlardı”
FETÖ mensuplarının polis ve askeri okulları “devlet mahremi” kod adı altında sınıflandırdıklarını kaydeden M.A, “Hizmet yapılanmasında lise döneminde seçilen öğrenciler bilinmez, tanınmazlardı. Cemaat içerisinde de kimse bilmezdi, sıcacık tutulurlardı. İşte bu öğrenciler ‘devlet mahremi’ diye anlatım tarzı edilen kurumlara yerleştirilmek için polis ve askeri okullara, yerlere yerleştirildi.” dedi.
Örgütün yapılanması hakkında bazı bilgiler veren M.A, şunları kaydetti:
“Lise 1-2 mesulü, bu şahıs mektep dönemlerinde öğrenim görebilen öğrencileri tasnif eder. Hizmet evleri aracılığıyla rehberlik eder ve cemaate dahil eder. Burada seçilen öğrenciler bir üstteki gruba, yani lise 3-4 mesulüne devredilir. Lise 3-4 mesulü, hizmet hareketinde en kayda değer ünitelerden biridir, doğruca bölgeye bağlıdır, yönetime bağlıdır. Bu ünite hizmet hareketi içerisinde üniversite mezunu olan veya olacak olan kişilerin kariyer planları yapılır. 17-25 Aralık öncesinde hizmet hareketi mektep ve dershanelerine gönderilirdi fakat süreçten daha sonra devlet kurumlarına yönlendirildi.”
“KPSS’ye girin” talimatı
M.A, 17-25 Aralık sürecinden daha sonra sıkıntılar yaşamaya başladıklarını, bu tarihten daha sonra üyelere KPSS’ye girme talimatı verildiğini anlattı. Devlet kurumlarına girme talimatını uzun uzadıya anlatan M.A, ifadesinde şunları söyledi:
“17-25 Aralık sürecinden daha sonra hizmet hareketi içerinde yer alan ve bilhassa cemaatin dershanelerinde görev bölge tüm öğretmenlerin KPSS’ye girmeleri istenmişti. Dershane öğretmenleri KPSS’ye girerek bu yönde devlet kurumlarına yerleştirilmesi özendirme edilmiştir. Lise öğrencilerini yetiştiren üniversite mezunları, 17-25 Aralık sürecinden sonradan millet kurum ve kuruluşlarına yerleştirilmişti.”