Malatya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi ile İl Müftülüğü işbirliğinde “Tüm Zamanlarda Yıkılmayan En Sağlam Kale Aile” paneli düzenlendi.

Büyükşehir Belediyesi Sanat Galerisi Salonu’nda gerçekleştirilen panele Malatya İl Müftüsü Ümit Çimen, İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Mehmet Birsin, İl Emniyet Müdürü Dr. Ömer Urhal’ın Eşi Kadriye Urhal, Büyükşehir Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Aile ve Sosyal İşler Şube Müdiresi Avukat Gülay Zengin, panelistler, kurum kuruluş temsilcileri ile kalabalık dinleyici topluluğu katıldı. Panelin oturum başkanlığını İl Müftüsü Ümit Çimen yaptı.

Aile, İnsanın ilk ve en hayırlı okuludur

“Bizleri yoktan var eden, yaratan, yaşatan; sayısız nimetler bahşeden, kendine kul eden Allah’a sonsuz hamdolsun. Anneye-babaya çocuk sevgisi bahşeden Rabbime hamdolsun.Çocuklara, anne-baba saygısını-sevgisini bahşeden Allahımıza hamdolsun. Bizi; rahmet, meveddet, diğergamlık gibi insani değerlerle buluşturan, öğreten Allah’a hamdolsun” diyerek sözlerine başlayan Müftü Çimen, şöyle konuştu:

“Kutlu Doğum Haftası’nın bu yılki teması Hz. Peygamber ve Güven Toplumu idi. Bu vesileyle Aile Haftasında da güven ve sadakat konulu bir panel gerçekleştirmek istedik. Bu panelde bizimle işbirliği yapan Büyükşehir Belediyemize, Saygıdeğer Belediye Başkanımız Ahmet Çakır’a ve aile ile ilgili birimin yöneticilerine teşekkür ediyoruz. Hiç şüphesiz eskimeyen ve önemini yitirmeyen 2 kurum vardır; biri din biri de ailedir. Baktığımız zaman ilk insan Hz. Adem, hem Peygamber hem de bir aile reisidir. Bununla birlikte aile, insanın ilk ve en hayırlı okuludur, toplum yapısının küçük modelidir.”

Aile; ahlâkın, inancın, kültürün taşıyıcısıdır

Panelistlerden olan Malatya Müftülüğü Aile ve Dini Rehberlik Bürosu (ADRB) Görevlisi Yasemin Çatı, “Sadakat ve Güven Bağlamında Aile” konulu bir sunum yaptı. Yasemin Çatı, sunumunda; ailenin çocukluktan gençliğe, yetişkinlikten yaşlılığa uzanan hayat serüveninin her adımında insanı güvenceye alan muhteşem bir birlikteliğin adı olduğunu kaydetti. Ailenin, iki farklı hayatı aynı çatı altında biraraya getirdiğini anlatan Çatı, “Aile, kanaviçe misali dokuduğu bağlarla ailenin her bireyini güven ve ferah içine alır. Evrensel bir yapıya sahip olan aile, ahlakın, inancın, kültürün, geleneğin taşıyıcısıdır. Başka evlerde yaşasalar bile aslında akrabalar da bu ilmeğin birer bağıdır” dedi.

Aile içi iletişim büyük önem taşıyor

Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesine bağlı Aile Danışma ve Destek Merkezi (MADEM) Aile Danışma Uzmanlarından Elif Şengönül de panelde “Aile İçi İletişimin Önemi” konulu bir sunum yaptı. Şengönül, “Mutluluklarımızı, sevinçlerimizi, üzüntülerimizi her anlamda yaşadığımız bir ortamımız var, en sağlam kalemiz ailemiz” dedi. MADEM’in 2012 yılında hizmete açıldığını da anımsatan Şengönül, yapılan çalışmalarla aile içi iletişim konularında vatandaşlara yardımcı olunduğunu belirtti.

Önce insandan yola çıkmamız gerekiyor

İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Mehmet Birsin de “İslam Hukukunda Aile” konusunu anlattı. “Genelde aile dediğimiz zaman biz hemen kadından ve erkekten yola çıkıyoruz. Hemen burdan başlıyoruz; aslında yanlış bir başlangıç noktası değil ama kabul etmemiz gerekirki bu başlangıç noktamız eksik. Aslında önce insandan yola çıkmamız gerekiyor” diyerek başladığı konuşmasında şunlara yer verdi:

“Eğer ilkin insandan yola çıkmazsak yanlış bir noktadan yola çıkmış oluruz. Çünkü bahsettiğimiz problemlerin temeli aslında kadının ya da erkeğin problemi değil; öncelikle sözkonusu ettiğimiz problemler insanın problemi. Eğer biz bir insanı doğru yetiştiremezsek; akıl sahibi, doğru karar sahibi, doğru ahlak sahibi kılamamışsak o insanı ister ailenin içerisine salın ister okuldaki bir işin içine salın ister sokağa salın; mutlaka karşınıza o insan sorunla gelecektir. O yüzden işin temeli insan ve insanın eğitilmesi meselesidir. O bakımdan Yüce Dinimiz, işe başlarken aslında insandan başlar. O yüzden Mekke döneminde gelen ilk ayetlere bakarsanız; Ey İnsanlar der. Ey Mü’minler ya da Ey Kafirler bile demez. Kullandığı kelime insandır. Önce hitabın; doğru anlama, doğru yaşama, doğru iş yapma ve aslında en önemlisi sorumluluk bilincini kazanma noktasında ilk kalkış noktası insandır. Ve insana bunun kazandırılması lazımdır.”