İşte o konuşmadan satır başları

“Sizlerin coşkusu bize daha fazla çalışma konusunda moral veriyor.Biliyorsunuz ülkemiz siyasetinde maalesef millete hakaret etmeye marifet sayan kavrayış. Geçtiğimiz günlerde bir parti lideri konuşuyor. Neymiş, ırk onlara destek vermiyormuş. Milletle ilgili ağzından tek bir hayır laf çıkmayanlara insanlar niçin destek versin.Hem hareket edeceksin, hem takviye bekleyeceksin, bu sağlıklı bir ruh hali değildir. Ah Aşık Veysel Ankara’ya sokmadılar, niye tipini beğenmediler. Seçim aramak millete gitmek demektir. Bunların böyle bir derdi değil. Bundan Böyle bunlar bizim muhatabımız yok. Bizim muhatabımız milletmizin kendisidir. 

BİZİ AVRUPA’DAN KOVMAYA GÜÇLERİ YETMEZ

Türkiye’yi Batılı bir ülke olarak tanımlarsanız beceriksiz ifade etmiş olursunuz. Türkiye’yi Doğulu bir ülke olarak tanımlarsanız beceriksiz ifade etmiş olursunuz. Sahiden de bütün tanımların içten lakin yetkisiz olduğu bir coğrafyada yaşıyoruz.650 yılı aşkın süredir Avrupa’da varız ve var olmaya devam edeceğiz. Trakya’daki şehirlerimizi bir kenara koyup Avrupa genelinde 5 milyon vatandaşımız yaşıyor. Yüz binlerce vatandaşımız geleceklerini orada kurdular. Bizi oradan kovmaya Avrupa devletlerinin gücü yetmez. Biz Avrupa’da davetli yok konut sahibiyiz.Hedefimiz kökü mazide olan atiyi kurmaktır. 

AB VERDİĞİ SÖZLERİ TUTARSA…

AB ülkemize söz verdiği fakat kasıtlı olarak tutmadığı adımları attığında biz de iyi niyetimizi göstereceğiz.AB çifte standardı bırakırsa AB ’ye derhal yarın aza olmaya hazırız. Bundan Böyle tek yanlı adım atma dönemi bitti. Artık ne kadar ekmek pek köfte. Bize ne verirseniz bizden o kadarını alırsınız. AB’nin peşinden koşmaya niyetimiz yok. 53 yıl oyalandık. Avrupa kendi üstüne düşenleri yaparsa biz verdiğimiz her sözün arkasındayız. Huysuz takdirde kendileri bilirler.

ASLA RIZA GÖSTERMEYECEĞİZ

Türkiye’nin Batı olan bağı dinç de Doğu ile olan bağı zayıf mı? Bütün aksine. Biz Rusya ile, İran ile, Çin’le, Japonya’ya siyasi ve hesaplı ilişkilerimiz en ileri seviyede yakalamak istiyoruz. Bu ilişkilerimizi birbirine alternatif görmüyoruz. Tam tersine birbirini bütünleyen ilişkiler olarak görüyoruz.Karadeniz ve Akdeniz’in dört bir tarafındaki ülkeler kapı bir değilse de, denizimiz bir komşumuzdur. Geniş coğrafyada yaşayıp da kendi kaderini Türkiye’den ayrı düşünen pek az insana rastlarsınız. Bölgede yaşanan çatışmalar, savaşlar, zulümler katiyen halkların tercihi değildir. Suriye’de, Irak’ta, Libya’da kanı dökülen her insanın acısını kendi yüreğimizde hissediyoruz. Bir yana DEAŞ’ın, diğer yanlamasına mezhepçi milislerin zulmü aşağıda inleyen her insan bizim kardeşimizdir. Geçmişte Afganistan’daki, Balkanlar’daki, Kıbrıs’taki zulümlere nasıl karşı çıktıysak bugün de bu ülkelerdeki baskılara asla rıza göstermeyeceğiz. Bu duruş bize tarihin mirasıdır. 

SUÇLARINI BİLDİKLERİ İÇİN KAÇTILAR

Türkiye doğuyu ve batıyı, güneyi ve kuzeyi kucaklayarak kendisine yeni bir gelecek inşa etmeye çalışıyor. 15 Temmuz Türkiye’nin Kurtuluş Savaşı’ndan beri gördüğü en alçak hamle girişimi olarak tarihe geçmiştir. 15 Temmuz ayrıca bir darbe girişimi, keza işgal girişimi, ayrıca de terör saldırısıydı. Suçlarını bildikleri için kaçtılar, suçsuzsanız niye kaçtınız? Bu insanları bu ülkeler bağırlarını basıyorlarsa tümü de kabahat ortağıdır. Bunu da böyle duyuru ediyorum. Verin diyeceğiz, vermeyeceksiniz. Hukukta buna destek, yataklık denir. Bunlar takviye yataklık yapıyor, besliyorlar. Yardım çadırları kurduruyorlar, teröristlerin resimlerini sergiliyorlar. Ben senin neyine güveneceğim? Bir taraftan 79 milyonluk ülke ve meşru yönetimi öteki tarafta darbe girişiminden istismara karışmış terör örgütleri var. Mütefik dediğimiz ülkeler tercihini terör örgütünden yana kullanıyorlar. 

FIRAT KALKANI’NIN HEDEFİ TERÖR ÖRGÜTLERİDİR

Türkiye’nin Suriye ve Irak politikalarının Batı’yı rahatsız etmesi, bunların egemenlik hakkına dayanmıyor. Suriye’nin Irak’ın geleceği bunların umurunda yok. Petrol var mı, var, onun için oradalar. Hemencecik yanı başımızda DEAŞ, PYD/YPG gibi terör örgütlerinin cirit attığı yerler oluşmasına izin veremeyiz. Fırat Kalkanı’nın hedefi de herhangi bir ülke veya kişi yok sadece terör örgütleridir. Kimsenin şüphesi olmasın, kimse de başka yere çekmesin. Türkiye kimsesiz da kalsa terör örgütleriyle mücadelesini sürdürecektir. Batı dünyasından bu yönde engellemelerle karşılaşıyoruz.

TÜRKİYE NATO ÜYESİ, YANLIŞ YOLDASINIZ

BIR TAKIM firmalar askeri malzeme satmayacaklarını açıklıyorlar.Kötü komşu evsahibi yapar derler. Biz 14 yıldır kendi ayaklarımız üzerinde durmamızı sağlayacak sistemi kuruyoruz. Bunlar zavallı. Siz bizim Çanakkale Destanımızı okunuz mu? Artık Haçlı zihniyeti tarih oldu. Yoksa böyle bir geri dönüş mü yerine getirmek istiyorsunuz? Böyle bir şey içindeyseniz yanlış bir şey. Bu ülke NATO üyesidir. NATO üyesine karşı böyle bir adımı nasıl atarız diye bir sorun. Hatalı yoldasınız, kendinizi deneme edip bir defa içten yola girin. Biz ciddi bir şekilde yolumuza devam ediyoruz. 

BU 40 YILLIK MESELE, FATURAYI HÜKÜMETE KESMEYİN

FETÖ ve PKK ile uğraş konusunda kamuda ciddi bir temizlik çalışması yürütülüyor. Bu devletin parasını yiyip bu millete kılıç çeken kimseye aleyhinde en ufak bir müsamahamız yoktur, olmayacaktır. Bu işe girişen herkes hesabını verecektir.Bir darbe komisyonu var. Burada bazıları gelip bir şeyler söylüyorlar.  Buradan açık açık söylüyorum. Bu durum 40 yıllık bir olaydır. Silahlı kuvvetlere girenler son 10 yılda girmediler. Generaller 10 yılda bu seviyeye nasıl geliyor. Nasıl olur da siz bunları son 14 yıla sığdırırsınız. Yahut bu iktidara fatura mı kesiyorsunuz. Buna katiyen müsade vermeyiz.  Bu askeri liselerden FETÖ mensuplarını sizler yetiştirdiniz, bunları görmediniz, görmezden geldiniz. Bu oyunun içinde sizler de oldunuz.

KASIM AYI BİTTİ NE OLDU!

Biz askeri liselerin kaldırılıp, bütün sivil liselerden Ulusal Savunma Üniversitesi’ne herkes girebilecek. Bütün Anadolu çocuğu gelsin, girsin, buralarda okuyabilsin. Burası o vakit nasıl zinde olacak göreceksiniz. Buraya FETÖ giremeyecektir. Ordumuzun safları çok daha güçlü hale gelecektir. Bu mücadeleyi hukuk kuralları içinde yürütüyoruz. Kamudan ihraç edilen, tutuklanan, gözaltına alınan herkesle ilgili işlemler yasal boyutta yapılmıştır. O ormanlarda gizlenen teğmenler, astsubaylar yakalandığı vakit, bunları yakalayanlar orada öldürebilirdi, öldürmediler. Getirdiler hukuka teslim ettiler. Bu bizim hukuka ne değin tabi olduğumuzu gösteriyor. Beni, ailemi öldürmeye gelenler için verdiğimiz direktifler hukuka teslim edeceksiniz. Belki kendileri ile ilgili bu adımlar atmak için tatmin edici delil olmayanlara hakları iade ediliyor.  Kasım ayında şu olacak, bu olacak, bir sürü söylenti yaydılar. Ne oldu kasım ayı bitti. Bunların bütün hayatları gibi bu dönemleri de yalan üstüne kurulu. Bundan sonra da benzer şeyleri yapacaklar. Aralık ayı içinde yeni yalanlar ortalığa salacaklardır. Türk milleti bunların defterini dürmüştür. Sağda solda kalan artıkları da zaman içinde etkisiz hale getirilecektir. 

PKK’NIN SONU GÖRÜNDÜ

PKK’nın da sonu görünmüştür. Emniyet güçlerimiz tekrar bugüne dek yapılmamış operasyonu yapıyorlar. Şehitlerimiz oluyor, lakin bedelini de çok ağır ödüyorlar. Niyet bunların kökünü kazıyana dek bu mücadeleyi devam ettireceğiz. Birliğimizi, beraberliğimizi bozmayalım. Kürtlerin namına ortalıkta gezdiğini savunan bu uzantılara da prim vermeyelim. Bunların benim Kürt kardeşlerimle ilgili en küçük hassasiyeti değil. Bunca süre oralarda ödev yaptılar. Sokak aralarını belediyenin meslek makineleriyle kazmaktan başka ne yaptılar? Bunları devletin emniyet güçleri buralara girmesin diye kazdılar. Barajların yapılmasına önlemek istediler.

BUNLARIN SUÇ DOSYASI KABARIK

14 sene önce neredeydik, şimdi neredeyiz? Terör örgütünün milletimizi korkutmak için sindirdiği elemanlar milletimiz göre tekme tokat geri çevriliyor. Benim vatandaşım ‘Kepenk indir’ denildiği süre gereken cevabı vermelidir. Güvenlik güçlerimiz de yanlarında olacaklar. Bunlar alçak, bunlara gereken dersi her zaman beraber vereceğiz. Önce biz muafiyet istemiyoruz dediler. Muafiyet kalkınca, Avrupa’ya bizi şikayet ettiler. Dokunulmazlıklar kalksın diyordunuz şu anda niye ağlıyorsunuz? Bunların suç dosyaları çok şişkin. Bizim arkamızda PKK var, PYD, YPG var dediler. Bunları söylediler, fatura önlerine çıkınca da ayrı şekilde çalım atmaya kalktılar. Ya adam gibi yaşayacağız, ya adam gibi öleceğiz. Bu anlayışla her türlü zilleti, boyunduruğu reddediyoruz. 

BURADAN MÜJDEYİ VERİYORUM…

Terör örgütlerinin ağababaları bu meslek böyle olmuyor, bu sefer belaltından vurmaya başladılar. Ekonomimizin maruz kaldığı saldırıları bu şekilde değer biçmek gerekiyor. Bu millet darbenin ertesi günü 2,5 milyar dolarını bozdurup ekonomisine destek olmuş millettir. Bugün de dövizi tabanca gibi kullanarak Türkiye’yi mısra getireceğinizi sanıyorsanız aldanıyorsunuz.2008 krizinde ne demiştim, bu kriz bizi teyet geçecek demiştim. Bu yıl yaşadığımız onca badireye karşın gelişmekte olan ülkeler aralarında ilk sıralarda olacağımızın müjdesini size veriyorum. 

Vergiydi, SGK’ydı yapılandırılmaya gidildi, 100-112 milyarın üstünde taksitlendirme yapıldı. 3 sene içinde de bu rakamı borçlu kardeşlerimiz ödemiş olacaklar. Kamu sözleşmelerinde dövizten TL’ye geçiş bunun birincil adımıdır. Bundan daha sonra bir zaman böyle gideceğiz. Türkiye’nin istikameti sağlamdır. 2023 hedeflerimize ulaştığımızda kendimizden çok daha belli bir şekilde geleceğe bakacağız. “

Halk sözleşmelerinde dövizden Türk liralarına geçiş bunun birincil adımıdır. Kendimize küresel düzeyde yeni bir bölge açacağımıza inanıyorum.İstiklal marşımızda ne güzel açıklama etmiş Akif, “Dost yurduma alçakları uğratma sakın..”