İşte o konuşmadan satır başları

Geçtiğimiz yıl eğitim öğretim hayatına başlayan üniversitemizin 2016-2017 akademik yılının hayırlı olmasını temenni ediyorum. Bugün aynı zamanda içinde bulunduğumuz bu tarihi binanın faaliyete geçmesinin de 113’üncü sene dönümü. İnşallah bu mekanı da buranın yönetimi aslına döndürecektir. Şu tarihi külliyenin aslına rücu ettiğini görmek de bizim için büyük bir coşku doğuracaktır. 15 Kasım bizim kayda değer bir miladımız olacaktır.

Gündemimde sıhhat alanında kat ettiğimiz mesafe ve 2023 hedeflerimiz gibi unsular da var. Cumhurbaşkanı olarak ben de imkanların el verdiği ölçüde büyük projeleri yakından izliyor ve katkı vermeye çalışıyorum. Lakin bir takım meselelerle ilgili değerlendirmelerimizi paylaşmak da önemli ayla geliyor. 

DİYARBAKIR’DA 50 KİŞİNİN ÖLÜMÜNE SEBEP OLDULAR

Terör örgütü PKK’ya destek veren milletvekilleri de böyle bir konudur. PKK’nın parlamentodaki uzantıları var. Biz bu işin önünü açtık, varsın parlamentoda mücadelelerini sürdürsünler, fakat bunla yetinmediler. 80 milletvekilini yakaladılar, ertesi gün Diyarbakır’da halkı sokağa ağırlama ettiler, 50 kişinin ölümüne yol açtılar. Bunu onlar yaptı. Yaşanan hadise açık ve nettir. TBMM geçtiğimiz mayıs ayında tüm milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırdı.

EN UFAK BİR KORKUM, ENDİŞEM DEĞIL

Batı’nın şimdi ağzına bakın. Bu düzenleme AYM’ye götürüldü. O da hukuka yerinde buldu. Genel başkanlar dahil olmak üzere ilgili milletvekilleri ifadelerini vermeye başlamıştır. Fakat bir parti bu konuyu kışkırtma unsuruna getirmeye başlamışlardır. Dokunulmazlıklar üzerinden Meclis’e, Devlet’e, millete meydan okuyan bu densizlerin amacı Türkiye’yi uluslararası arenada sıkıntıya sokmaktır. Benim bu saldırılardan en küçük korkum, endişem yoktur. 

BATI’YA REST: BUNDAN SONRA…

Benim için aslolan milletimdir. Batı’nın ne dediği kayda değer değil, Batı ne vakit bizim için bahtı açık rüya fark etti. 53 sene AB’nin kapısında bekletilen Türkiye için Batı’dan ne bekleyeceğiz. Biz kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz.. Bundan daha sonra bizim için şu ne der, bu ne der diye bir ölçü yoktur. 

BEN SİYASETTE ÇIRAK DEĞİLİM…

2013 yılında Seyahat olaylarında bu hoşgörüyle hareket ettik. 17-25 Aralık emniyet-yargı darbe girişiminde de ölçümüz buydu. PKK 20 Temmuz’da çukur eylemlerini başlattığında, yeniden devletin ve milletin bekası için ne gerekiyorsa onu yaptık. Türkiye 7 Haziran sonrası ben biraz seyrettim. Birinci parti dolaştı, gezi. Sonra görevin ikinci partiye verilmesini başlattılar. Ben siyasette çırak da değilim, kalfa da değilim. Sen daha Beştepe’nin yolunu bilmiyorsun. bundan başka senin sayısal durumun hükümet kurmaya yeterli değil.

TAVİZ VERMEYE NİYETİMİZ YOK

Anayasadan aldığımız yetkilerle bu yolu izledik. 15 Temmuz darbe girişimi bu sıkıntılı sürecin zirve noktasıdır. Türkiye o gece kendi ordusu içinde yuvalanmış bir grup teröristin saldırısına uğramıştır. Darbe girişimi sonrası ilan ettiğimiz OHAL çerçevesinde FETÖ ve öteki terör örgütleriyle mücademizi sürdürüyoruz, imtiyaz vermeye niyetimiz değil. Bu milletin bunlarla mücadeleye gücü, kudreti vardır. Şu esas kadar bu süreç devam ediyor.