Cumhurbaşkanı Erdoğan: İsraf ekonomisi almış başını gidiyor

Cumhurbaşkanlığı himayesinde Uluslararası Iş Birliği Platformu (UİP) göre düzenlenen “Küresel Gelecek: İnsan Odaklı, Akıllı Ekonomi Temalı 7. Boğaziçi Zirvesi” başladı.

Üç gün sürecek etkinlikte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ Başbakan Yardımcısı Mehmet Yıldırım, Yeniden Yapılanma Bakanı Lütfi Elvan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ilk önce olmak üzere yerli ve yabancı çok sayıda misafir katılım sağladı.

Zirvenin açılışına eski Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci, UİP Global Danışmanlar Kurulu Başkanı Etken Bağış da katıldı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Four Seasons Bosphorus Otel’de “Küresel Gelecek: İnsan Odaklı, Akıllı Ekonomi Temalı 7. Boğaziçi Zirvesi”nde konuşuyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından notlar;

* Deneyim ve görüşleriyle zirveye katkı verecek herkese şükranlarımı sunuyorum. Bölgemizin her geçen gün yeni sorunlarla karşılaştığı dönemlerde bu tür bir zirvenin önemli olduğuna inanıyorum.

* Zirvenin bu yılki oturumlarında geleceğe ilişkin tekliflerin ele alınacağını görüyorum. Gelecek denince ileri teknoloji akla geliyor. Teknolojide yaşanan gelişmeler akla geliyor. Bu alanda şimdiye dek tanık olduğumuz durumlar insanların hayatını kolaylaştıran gelişmelerden meydana geliyor.

* Geçmişle mukayese edilemeyecek ürünler hayatımızı kuşatmış durumdadır. Sağlıkta gerçekleştirilen tedaviler ızdırapların sona ermesini sağladı. Denizcilerin yerini zeki telefonundaki navigasyonu kullanarak istediği yere ulaşan halk müziği sürücüsüz çalışan otomobiller aldı.

* Bilim kurgu dediğimiz durumlar fiziki olarak karşımıza çıkıyor. Japonya’da robotlar göre işletilen çiftlikler ortaya çıktı. İnsansız hava araçları, siparişlerin yerine ulaştırılması dahil her alanda kullanılmaya başladı. Tüm bu gelişmeler istihdamdan gelir dağılımına dek çarpıcı etkiler bununla geliyor.

* Teknoloji kullanımının yaygınlaştığını görüyoruz. Ticaret savaşlarının da yaklaştığının bir işaretidir. Üretimde vasıfsız işgücü yerine robotların kullanımı etkilidir. Daha az fakirlik, daha artı refah temasının işlendiği Boğaziçi Zirvesi’nin Küresel Gelecek başlığında toplanması mantıklı.

* Gelişmiş ülkelerde zenginler ve fakirler arasındaki yaşam farkının açılmasında üretimde robotların kullanılmasının etkisi var. Teknolojinin istihdamı fazla daha şiddetli hissedilecektir.

* Pek fazla gencin çok daha düşük ücretle hedeflemek zorunda olduğu ifade ediliyor. Demokrasilerdeki olumsuz sonuçlarını görüyoruz. Türkiye’de 3 milyon mülteci var. Biz bunları korkutma görmüyoruz fakat Batı tehdit olarak görüyor. Nefret politikaları yönetimleri de tutsak almaya başlamıştır.

* 2001’den beri sadece Almanya’da cami ve Müslümanlara yönelik 416 atak gerçekleşmiştir. Bu dehşet saldırıları artarak sürecektir. Bugün göçmenlere karşısında yürütülen kampanyaların robotlara karşı yapılması kimseyi şaşırtmasın. Yoksulluğu azaltan gelişmelerin önünü açmadan demokrasiler ayakta kalamaz.

* Daha düne kadar düş edilemeyecek uygulamalar. Ekonominin doğası talep üzerine kuruludur. Talebi ne robotlar ne de mali araçlar üretebilir. Talebi insanlar ortaya çıkarabilir. Sürdürülebilir büyümenin yolu insandan geçiyor. Önümüzdeki dönemde ticaret ve savaşta kazananı belirleyecek olan insandır. Nüfus artışı olmadan finansal sistem tesis edilmeden sağlıklı bir küresel gelecek inşa edilemez. Teknoloji yasaklanamayacağına tarafından buna uygun yöntemler ilerletmek en doğrusudur.

* Eğitim yeni küresel sistemde de en kayda değer araçtır. Özgürlük ticaret anlaşmaları şüphesiz önemlidir. İşini kaybeden insanları eğitmeden kapıları başlamak baskı sıkıntıları beraberinde getirir. Teknoloji giderek ele geçireceği için yeni yetenekler kazandırmanın yolları aranmalıdır.

* Üzerinde durmamız gereken bir öteki önemli husus verimliliktir. Biz insanlar olarak verim mi müsriflik ekonomisi üzerinde mi duracağız. Bir ailede 2-3 tane araba var. Bunun adı müsriflik ekonomisidir. Verim ekonomisinde devreye yatırımlar ve istihdam girecek. O toplumda ardından ise rekabet başlayacaktır. 2014’te BM’nin yaptığı tahmine kadar küresel gıda ihtiyacı yüzde 60 pozitif olacaktır. Topraktan daha fazla mahsul elde edeceğimiz anlamına geliyor.

* Küresel gıdaların 3’te biri atığa dönüşüyor. Gıda israfı adeta Sahraaltı’nın yıllık üretimine denktir. Toplam 222 milyon tonluk yiyecek israfı yapılıyor. İnsan odaklı ekonomi temellerinden birinin de verim ekonomisi, tutumluluk ekonomisi olduğu anlamına geliyor.

* Öteki manâlı detaylar şehirleşme. Şehirde yaşamış nüfus oranının yüzde 56’ya çıkması bekleniyor. Yeni dönemde telefon ve internet ekonominin de vazgeçilmezi olacak. Iletişim imkanları fazla kayda değer bir fırsattır. Mirasçısı olduğumuz medeniyet içinde yapmalıyız. Somurtkan takdirde yolumuzu da yönümüzü de kaybederiz. Özgürlüğümüzü muhafaza etmeliyiz. Yerlilik ve milliliği kaybetmemeliyiz.

* 15 Temmuz bu mücadelenin adı ve adresidir. Devletimiz iradesine canı pahasına çabalayacağını anlatmıştır. Biz uluslararasında daima birlikte altını devreye sokalım. Döviz baskısından piyasaları kurtaralım. Yerli para birimleriyle borçlanmanın yollarını arayalım. Dövizle borçlanmayı bırakalım. Hükümetimiz medya vs. sağolsunlar. Lakin AVM’lerde vs hep döviz aracılığıyla kiralamayı seçiyorlar. Bunlarla ilgili icabında geçici bir düzenleme yapılır. Yerli para birimiyle bu süreci atlatmalıdır. Diğerinde emperyal mantık var. Öbür tarafta çırpınan battı batacak durumunda olan esnaf var. En sinsi işgal teşebbüsünü atlatan bu halk müziği hesaplı baskılara karşı da kendisini müdafa edecektir.

* Avrupa Birliği tam üyelik müzakerelerimizi yokuşa sokmakta ısrar etti. 53 sene bu ülkeyi kapısında bekleten Avrupa Birliği var; sen bulunmaz Hint kumaşı değilsin ya. Dünyada birçok ülkeye bu cins baskılar yaptınız n’oldu bitirdiniz mi? Türkiye’yi hiç bitiremezsiniz. Bugün çalıştığımızın 2-3 katı çalışırız. Katiyen boyun eğmeyiz. Avrupa Birliği defterini kapatmış değiliz. Fakat Türkiye’nin önünde fazla artı alternatif mevcut. Bunlardan birini tercih eder yolumuza devam ederiz.  Burada acilen açıklama etmeyi içten bulmuyorum lakin alternatiflerle görüşmeyi devam ettiriyoruz.

* Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanımız bir şey ifade etti. Onlara da hala benzer. Avrupa Birliği diyor ancak Kıbrıs’ı ver bize karışma, oldu şehit kanı var orada. Utanmadan sıkılmadan tek bayrakla geliyorlar. Orada iki ayrı devlet olduğunu öğrenecekler. Sen Güney Kıbrıs’sın Kuzey’de Türk Cumhuriyeti var. Bunu göreceksin. Bu yılın sonuna kadar bir yere varılması lüzumlu. Bu topraklar bize ait olacak, işler böylece yürümez. Aç tavuk kendini buğday ambarında sanırmış bunların yaptığı bu.

* Bu platformu hayata dinmek için tek ihtiyacımız olan takriben 60 devletin birliğini önemsiyorum. Ortak ticaret dili gibi standartlaştırmalarla mevcut harmoni hazırlamak mümkündür. Çerçevesini çizdiğim bu ticari platform daha büyük bir birliği teşkil edebilir. Boğaziçi Zirvesi’nde bu nesil konuların da tartışılacağına inanıyorum. Küresel mütabakat metninin ilk aşamasının yapılmasını temenni ediyorum. Yerli parayla ithalat ihracat mevzusunun da unutulmaması gerektiğini her yerde devreye sokuyorum.

AYRINTILAR GELİYOR…