AK Parti  İl Başkanlığı Genişletilmiş Danışma Meclisi’nde konuşan Başbakan Şimşek, Başkanlık sistemi ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. “Türkiye’nin gelişmesi için, 2023 hedeflerinin gerçekleşmesi için, FETÖ’cülerle, BETÖ’cülerle çaba için enerjik, kimsesiz iktidar çıkarması lazım. Bunun da yolu başkanlık sisteminden geçiyor. Başkanlık gelmezse Türkiye’nin ayrılma riski var. Açıkça söylüyorum.” diyen başbakan MHP ve CHP’ye “Meclis’te konuşalım yetmezse, işi sahibine götürelim” çağrısında bulundu.

Başbakan konuşmasında Kılıçdaroğlu’nun  ‘Beyfendi Marmaris’te tatildeyken Meclis topa tutuluyordu.’ açıklamasına da değinerek “Bu son derece haksız ve yakışıksız bir açıklamadır. 15 Temmuz gecesi Türkiye büyük bir risk atlattı. Bu haksız, yakışıksız ithamı yapan esas muhalefet partisi genel başkanının en azından bir özür borcu var. Özür dilemelidir. ” dedi.

İşte o konuşmadan satır başları

Türkiye’de ister FETÖ’cü ister bölücü, bu milletin gücü sizin bu eylemleriniz yanına katiyen ve asla azalmayacak, artmaya devam edecek.Dün halk olarak Cumhuriyetimizin kuruluş yıldönümünü coşkuyla, heyecanla kutladık. Bugün Cumhuriyetimizin gelecekte de istikbalimizin sembolü olarak bu gururu yaşatacağız. Bu emaneti canımız pahasına korumayı her birimiz için şerefli bir atama sayıyoruz. İnşallah 2023’e geldiğimizde Cumhuriyet’in 100’üncü yılında, 100’üncü kuruluş yıl dönümünü fazla daha heyecanlı gerçekleştireceğiz. O günlerden bu günlere vatan şehitlerini rahmetle, minnetle arıyorum. Ilk Önce Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşları elde etmek üzere bütün gazilerimizi şükranla yad ediyorum. 

81 İLİMİZ TEK KALP OLDU

Yenikapı’da müthiş bir miting gerçekleştirdik. 5 milyon vatandaşımız Demokrasi ve Şehitler Mitingi’nde meydanı doldurdu. O gün o meydanda cisim ya da kalben bulunan vatandaşlarıma bir kere daha teşekkür ediyoruz. O gün Yenikapı’da Türkiye’nin gücünü, milletin demokrasiden yandan tavrını tüm dünyaya gösterdik. O gün beraberliğimizi hiçbir gücün bozamayacağını dosta düşmana duyuru ettik. 27 gün süren demokrasi nöbetlerinde de milyonlarca vatandaşımız meydanları doldurdu. 81 ilimiz tek kalp oldu, tek gövde oldu. İstanbul demokrasiye, özgürlüklere ve büyük Türkiye hayaline sahip çıktığını gösterdi. Bu yiğit ve dik duruşundan dolayı tüm İstanbulluları, bütün vatandaşları tebrik ediyorum. Türkiye’nin özeti İstanbul, 15 Temmuz’da kendine yakışanı yaptı, tıpkı 79 milyon vatan evladının yaptığı gibi. 7’den 70’e tüm İstanbullu 15 Temmuz gecesi devletini korumak ve cumhuriyeti yaşatmak için hainlere aleyhinde dimdik durdu. 246 şehidimiz, 2 bin 194 gazimiz var. 15 Temmuz şehitlerimize ve bütün şehitlere bir defa daha Allah’tan rahmet diliyorum.  

KURŞUNLARA VÜCUDUNUZU SİPER ETTİNİZ

Bu ahali şehitlerini asla unutmayacak, gazilerini asla unutmayacak. O gün bu milletin her bir ferdi birer kahramandı. Millet namına, devlet namına hepinize şükranlarımı sunuyorum. Sizler, başkomutanımız, Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla meydanları doldurdunuz. Darbe kalkışmasının gerçekleştiği ilk yer olan Şehitler Köprüsü’nü de tuttunuz. ‘Şehitler Köprüsü geçilmez’ diyerek kurşunlara vücudunuzu siper ettiniz. Darbe gecesi olduğu gibi demokrasi nöbetlerinde de İstanbul’un her köşesinin nabzını tuttunuz. İstanbul’da 2 milyon 200 bini aşan üyemiz 27 gün boyunca çoluğuyla, çocuğuyla meydanlardaydık. Vatanına ihanet edenler yok, meydanlarda demokrasi nöbeti tutanlar kazandı. Milletin tanklarını sürenler yok, tankların üstüne meydana çıkan kahramanlar kazandı. Aklını kiraya veren teröristler değil, her biri birbirinden yiğit şehitler, gaziler kazandı. 

FETÖ’DEN DE DAEŞ’TEN DE KURTARACAĞIZ

Diyarbakır’da bir zırhlı  aracımıza roketatarla saldıran 3 hainden birisi etkisiz ayla getirildi, ikisi de  sağlam olarak ele geçirildi. Emniyet güçlerimizi tebrik ediyoruz. Bu eylemi  yapanlar daha önce Diyarbakır’da 8 öbür eylemi gerçekleştiren hainlerdir.  Bu acı tecrübeden manâlı dersler çıkardık. Gereken her adımı kararlılıkla atarak, bu türden alçak kalkışmaların yaşanmaması için her türlü tedbiri aldık, almaya devam ediyoruz. Hiç kimse devlet içinde devlet olmaya cesaret edemeyecek. Millet iradesine ipotek koymayı aklından geçirmeyecek. Sınırlarımız içinde ya da haricen bu necip millete kast edenlerin üstesinden gelmeye muhtediriz. FETÖ’den de, BETÖ’den de, DEAŞ’tan da, onun siyasi uzantılarından da kurtaracağız.AK Parti, 2001’de yola çıkarken kurucu liderimiz genel başkanımız Recep Tayyip Erdoğan, o kutlu yolculukta bir şey söyledi: Bundan Böyle hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. AK Parti için 3 Kasım 2002 tarihi bir başlangıçtır. 

BAŞKANLIK TARTIŞMALARI O SÜRE BAŞLADI

AK Parti iktidarı 14 yıl boyunca bir yanlamasına Türkiye’yi 3’e katlarken, ulusal gelirini 3 kat artırırken, milletimizin hayali olan hizmetleri yaparken, yurdun her köşesini bilişim ağlarıyla donatırken, sağlıkta dönüşümü gerçekleştirirken, eğitimde büyük reformları yaparken, sosyal devlet olma yolunda dönüşümü gerçekleştirirken, öteki yana da AK Parti vesayetçileri, darbe özlemcilerinin de tepelerine vura vura geliyor. Ülkeye tuzak kuran darbecileri de teröristleri de hallede hallede bugüne geliyoruz. Bu hizmetleri yaparken zannetmeyin oysa önümüze kimse çıkmadı. Bir yanlamasına hizmet yaptık, proje gerçekleştirdik, bir yanda da vesayet odaklarıyla, darbe meraklılarıyla uğraş ettik. Birincil açık müdahale 27 Nisanındaki e-muhtıradır. 363 milletvekiliyle işbaşına gelmişiz ‘Cumhurbaşkanı seçemezsiniz’ dediler. Bu işin çözümü millettir dedik ve millet kararını verdi, insanlar ‘Cumhurbaşkanını ben seçeceğim’ dedi ve o referandumla birlikte artık Cumhurbaşkanının ırk tarafından seçilmesinin önü açıldı. Bu Türkiye’deki yönetim sisteminin en kayda değer değişikliğinin başlangıcıdır. Bugün başkanlık tartışmalarının başladığı nokta da budur. 

CHP HİÇ BİR VAKIT HALKIN İRADESİNE RAM OLMADI

CHP o gün adam gibi parlamentoda cumhurbaşkanı seçimi yaptırsalardı, bugün biz sistem meselesini söylev ihtiyacı duymazdık. CHP siyasi hayatında hiçbir süre halkın iradesine ram olmamıştır. AK Parti’nin karşılaştığı vesayet ve darbe heveslileri bununla da yetinmedi. Anında gerisinde kapatma davası açtılar. Onu da savuşturduk. Hala durmadılar, yargıyla darbe yapmaya kalktılar. Yeniden millete gitgide artarak yargı reformuyla aştık. Bu sefer Yolculuk olaylarını düzen ettiler. Ağaç, yeşil diyerek iktidarı devirme hevesine kapıldılar. Ve nihayet, AK Parti iktidarının önüne en büyük sınama 15 Temmuz’da geldi. Milletin tankıyla, topuyla, uçağı, helipkopteriyle millete ateş ederek yönetimi ele geçireceklerdi. Akılları sıra işte tam zamanıydı, hükümeti alaşağı edelim. Akıl hocaları da ‘Tam zamanı’ demişti. Bir şeyi hesap edemeler, halkın gücünü hesap edemediler. Cuntacılar contayı 15 Temmuz’da yaktı.

KILIÇDAROĞLU’NA TEPKİ

Bunlar olduktan sonra Yenikapı ruhuyla 79 milyonun birliğini, beraberliğini, kardeşliğini tümce aleme ilan ettik. O meydanda verdiğimiz bir söz var: Yenikapı ruhuna gözümüz gibi sahip çıkacağız dedik. Sözümüzün arkasındayız. Ama esas muhalefet partisi bu ruhu ortadan uyandırmak istiyor. Önceki gün asıl muhalefet partisi genel başkanının son derece çirkin açıklaması oldu: ‘Beyfendi Marmaris’te tatildeyken Meclis topa tutuluyordu.’ Bu son derece haksız ve hoş olmayan bir açıklamadı. 15 Temmuz gecesi Türkiye büyük bir risk atlattı. Bu hileli, yakışıksız ithamı yapan ana muhalefet partisi genel başkanının en azından bir özür borcu var. Özür dilemelidir. Cumhurbaşkanımızın o gece nerede olduğunu cümle alem biliyor. Darbecilerin Cumhurbaşkanımızı almaya gittiklerini tüm Türkiye biliyor. Cumhurbaşkanımızın o gün gösterdiği yiğitlik ve dirayet dünyada hayranlıkla karşılanıyor. Teslim olmayı bir an düşünmedik, bu güzel ülkeyi terk etmeyi bir an düşünmedik. Hep millletin yanına olduk. Tehditlere rağmen, suikastten, uçağın düşürülmesinden asla hemen Cumhurbaşkanımız İstanbul’a geldi. Üzerinde jetle uçarken, kurşunlar atılırken saklanmayı, gizlenmeyi, kaçmayı asla düşünmedi. Sayın Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanımız milletiyle beraberdi, siz neredeydiniz? Darbe oldu CHP Genel Merkezi FETÖ’cülerin yas duvarına döndü. Mağdur edebiyatıyla FETÖ’cülere moral veriyorsunuz. İnsanın diliyle vicdanı aralarında iletişim olmalı. 

YENİ ANAYASAYA GEREKSINIM VAR

Türkiye’de bir anayasa değişikliği gündemi var. Fırsat buldukça vesayetçiler, darbeciler harekete geçiyor. Irk iradesiyle seçilmiş hükümetleri alaşağı etmeye çalışıyor. En son 1980 darbesiyle yapılan bu darbe anayasası Türkiye’nin ihtiyaçlarını karşılamaktan çok uzak. Bunu bütün siyasi partiler söylüyor. Türkiye’nin çoğalan demokrasisine yerinde, halkın iradesinin bütün yansıdığı, kuvvetler ayrılığının eksiksiz çalıştığı ve tüm vatandaşları kapsayan bir anayasaya gereksinim var. Bunu seçimler öncesi bütün partiler laf vermesine rağmen, tercih bittikten daha sonra bunlar unutuluyor ve öteki seçime değin işi unutuyorlar. Diyoruz ancak, gelin bu tüzük görevini halledelim. Hemen bir araya gelelim dedik. Nitekim üç parti temsilcileri bir araya geldi ve bu tüzük ile ilgili zorunlu karşılıklı çalışmayı yaptılar. Teklifim şu, en azından anlaşılan bu 7 maddeyi AK Parti, CHP ve MHP olarak birlikte geçirelim ve bu meseleyi halledelim.

CHP’Lİ TEZCAN’A SALDIRI

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan’a dün Aydın’da çirkin bir saldırı yapıldı ve yaralandı, kendisine Allah’tan şifa diliyorum. Siyaset silahla olmaz, hizmetle olur, vatandaşın işini görmekle olur.Bu 7 maddeyi hallettikten daha sonra işimiz bitmiyor. Kamuoyunu meşgul eden yeni anayasayı ve hükümet sistemini ele alıp çözmemiz gerekiyor. Cumhurbaşkanının halk müziği tarafından seçildiği günden beri gündeme getiriyoruz. Yapılacak olan mevcut durumu, anayasayla uygun ayla getirmektir. Başkanlık sistemi dahil, ihtiyaç duyulan gelin birlikte gerçekleştirelim. Meclis’te konuşalım yetmez, işi sahibine götürelim. 

TÜRKİYE’NİN BÖLÜNME RİSKİ VAR

Geçenlerde MHP Genel Başkanı Bahçeli dedi ama, ‘Bu iş böyle yürümüyor. Ya gelin parlamenter sistemi güçlendirelim, yok istemiyorsanız mevcut durumu düzeltelim’. Içten söze ne denir, eyvallah. Biz ‘Buyrun, gelin bu durumu düzeltelim’ dedik. Insanlar bunu bekliyor. Milletin seçtiği Cumhurbaşkanı tüzük olarak da sorumlu olması gerekir. Fakat mevcut anayasa buna olanak vermiyor. Yapılacak değişiklikle Meclis’in yasama iradesinin güçlendirilmesi, yürütmenin tek başına iktidarı garanti edecek şekilde tasarı edilmesi. Türkiye’nin gelişmesi için, 2023 hedeflerinin gerçekleşmesi için, FETÖ’cülerle, BETÖ’cülerle çaba için dinç, kimsesiz iktidar çıkarması gerekli. Bunun da yolu başkanlık sisteminden geçiyor. Başkanlık gelmezse Türkiye’nin ayrılma riski var. Açık Açık söylüyorum.

KİMSE YALAN YANLIŞ BEYANLARDA BULUNMASIN

Hiç kimse, eyalet sistemi getirecek, ayrılma getirecek diye yalan yanlış beyanlarda bulunmasın. Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünü önceleyen, yargı-yürütme-yasamanın alanlarını ayıran, çağdaş anayasadan bahsediyoruz. Bu anayasa ile Türkiye koalisyonlarla yürütülen dönemi geride bırakacak. kimsesiz iktidar çıkaracak istikrarı ve güveni seçimde sağlayacak yeni dönemle tanışmış olacaktır. 

SALDIRILAR BİTENE DEĞIN DEVAM EDECEK

Türkiye bir yandan kalkınma ve 100’üncü sene hedeflerini yerine getirmek için çalışmaya devam ederken, diğer yanlamasına da içeride ve haricen terör örgütleriyle amansız bir çaba veriyoruz. Emniyet kuvvetlerimiz doğu ve güneydoğuda çoğu bölgede yurdun her köşesinde teröristler göz açtırmıyorlar, milletin huzuru, barışı, can güvenliği için canla başla çalışıyorlar. Suriye’den DEAŞ, PYG/YPG tehdidini engellemek için Fırat Kalkanı ile gereken tedbirleri alıyoruz, tehlikesiz alanları oluşturuyoruz. Bizim amacımız bölgeye huzurun, barışın gelmesidir. Kimsenin toprağında gözümüz yoktur. Kimsenin birliğinin, beraberliğinin bozulmasını istemiyoruz. Irak ve Suriye’de bölünmeye karşıyız.
‘Terörle uğraş ne vakit bitecek’ diye soruyorlar. Terörle çaba, vatandaşlarımız Türkiye’nin her yerinde işinde gücünde, seyahatinde rahatlık ve güven içinde oluncaya kadar devam edecek. Askerimize, polisimize, sivil vatandaşımıza yönelen saldırılar bitinceye değin devam edecek.