Albay Ala, komisyonda gözyaşlarına boğuldu

  • Google
  • Google
  • Google
  • Google
  • Google
  • Google
  • Google
Albay Ala, komisyonda gözyaşlarına boğuldu

Albay Ala, komisyonda gözyaşlarına boğuldu

Albay Ala, komisyonda gözyaşlarına boğuldu

 Darbecilerle girdiği çatışmada yaralanan ve gazi olan Davut Ala, 15 Temmuz günü tahsis yaptığı kışlada tuhaf olaylar yaşandığını söyledi. Ala, “Bahşedilen emir üstüne Ramazan Bayramı’ndan sonradan Kartaltepe Kışlasına başladım. 15 Temmuz’dan bir hafta önce görevime başladım. Malum günde silahlı kuvvetlerde olmayan olaylar yaşandı. Tugay Komutanı izinli gözüküyor o gün. sonra telsiz çevrimi yapılacak diye tugaydan data geldi ama telsiz çevrimi tugay komutanı olmadan yapılmaz. Daha çok araziden iletişim telsizle sağlanır ve bir komutan astına dikte vereceği vakit telsizle verilir. O akşam atış yapılacağı emrini tugay komutanı yardımcısı vermiş. Normalde atış yapılmaz Cuma günleri. Bende atış yapılmaması emrini verdim. Kışlada astsubay öğrencileri var, stajyer. Ellerine tabanca almış değiller. Çocukları kandırıyorlar alev yapılacak diye. Akşam tatbikat  yapacağız diye kandırıyorlar” diye konuştu.

“SAAT 17.04’TE İSTANBUL’UN HER YERINDE EYLEM İKAZI MESAJI GELDİ”

Gazi Albay Davut Ala, 15 Temmuz günü saat 17.04’te cep telefonlarına ’15-16-17 Temmuz günleri Ayasofya, Taksim, Sultanahmet, metro, Marmaray, vapur seferleri. Sancaktepe, Fatih, Kartal … eylem ikazı’ diye bir mesaj geldiğini belirterek, şöyle devam etti:

“Neydeyse İstanbul’un her yeri eylem ikazı haline dönmüş. Normalde eylem ikazı kazanç lakin belirtilen bir bölge için olur. Üç gün baştan başa İstanbul’un her uygun eylem ikazı. Bir hazırlık süreci olduğu buradan emin. Durum günü kışlada silah kaybolduğu şekline şaibe yayıldı. Gündüz vakti silah kaybolmaz ya çalınır yada başka bir şey olur. Bunu bir sebep olarak ortaya sunmuşlar. Komutanlık karargahından kimseye ulaşamadık. Belirli bir vakit geçtikten sonra bize normalde silahın kaybolduğuyla ilgili emir gelmesi gerekli. Tabanca kaybolduktan sonra bulunana kadar o kışlanın personeli kışlayı terk etmez ve vaziyet hakkında bilgi verir. Ama hiçbir şey yapılmadı. sonra silahın bulunduğunu öğrencim ve personele çıkış verdim. Darbe girişimine, emir komuta ettiğim kışladan hiç bir şey çıkmamıştır”

“DARBEYİ HABER VEREN ASTSUBAYIN KAFAYI YEDİĞİNİ DÜŞÜNDÜK”

Zeytinburnu’ndaki lojmana bu arada, GATA’dan refakatçi Yusuf Astsubay’ın kendisini arayarak, darbe olduğu yönünde bilgi verdiğini anlatan Davut Ala, “Yusuf Astsubay Kuleli Lisesinden bir yüzbaşının kendisini durdurduğunu ve darbe olduğunu söylediğini bildirdi. Saat 21.30 civarı. Biz inanamıyoruz. O arkadaşı GATA’da  psikiyatriye göndermiştik orada refakatçiydi. Hatta şöyle düşündük: Psikiyatriye gitti, kafayı yedi. Çünkü muhtemel yok bu yüzyılda böyle bir şey düşünemiyoruz” ifadelerini kullandı.

“YARALI SUBAYLAR ‘2 SENE SONRA SİZİ ASACAĞIZ’ DEDİ”

Evden çıktıktan sonra kışlaya gidip, tabanca kuşandıklarını belirten Ala, şöyle konuştu: “Top Kule Kışlasına gittik. Hayatımda bir kışlaya dört helikopterin indiğini hiç görmedim. Lakin o gün orada dört helikopter gördüm. Birisi de Yunanistan’a kaçan helikopterlerden birisiydi. daha sonra bir helikopter futbol sahasına indi. Kanal D ve CNN Türk’e baskına gidip orada yaralanan FETÖ’cü subayları içeren  helikoptermiş. Arkadaki kapıyı açınca 2 zarar görmüş yüzbaşı subay sedyede yatıyor. Birisi  o tugayın istihbarat ve kurmay subayı. İstihbarat subayı çağırmak her türlü nöbet yerini, yolunu benden daha iyi bilen bir adam. Diğeri akademiden kurmay subay. ‘Yazıklar olsun size. Yaptığınız vatanı bölmekten başka bir şey yok.’ dedim. Onlar da ‘Siz göreceksiniz 2 sene sonradan sizi yargılayacağız, asacağız’ dediler. Bunları enterne edip yüzbaşına teslim ettim”

“HASTANEYE GÖRÜTÜLDÜĞÜMDE ‘ÖLDÜ’ DİYE BENİ KENARA ATMIŞLAR

Davut Ala, askeri üniformalı 2 kişiyle sabaha karşı 04.00 civarında çatışmaya girdiğini anlatırken, gözyaşlarına hakim olamadı. Bacağı ve karaciğerinden vurulan, parmağı kopan, dalağı delinen, kaburgaları kırılan Davut Ala, hastanede ‘ölü’ sanılarak, bir kenara bırakıldığını söyledi. Davut Ala, şöyle devam etti:

“Askeri üniformalı iki ikiye ‘teslim olun’ diye bağırdım. Ilk mermiyi orada yedim. Önce Allah daha sonra cüzdanım baştan sona kurşun bacağımı sıyırıp geçti. Cüzdanımdaki kartlarım bile delindi. sonradan sağ parmağımı kaybettim. Helikoptere bineceklerini düşünerek oraya yöneldim. Sıçrarken karaciğerimden vuruldum. Hani kurban kesildiğinde kan kokusu gelir ya  ben o kokuyu hissettim. Kopan parmağımı avuç içine alıp böylece gittim. Şehit olacağımı düşünerek vali yardımcımız arkadaşımı aradım. Şehadet kelimesini getirdim. Hakkınızı helal edin dedim. Çocuklarım önce Allah’a sonra size emanet dedim. Sonradan bayılmışım. 2 gün sonradan hastanede gözlerimi açtım. Kusura bakmayın kendime engel olamıyorum. Birincil hastaneye götürüldüğümde  öldü diye beni kenara atmışlar. Mümkün yok yaşamam çünkü. Yaşamam bir mucize. şimdi bir parmağım yok. Diyaframım delindi. Kaburgalarım kırıldı. Sol dizimde, ayağımda 3 mermi var. Bunların hiçbiri önemli yok. Bir Rum ordusunu getirip koysaydık oraya Rum askeri bile o halka o eziyeti etmezdi. Bu nasıl zihniyettir”

Pin It

MALATYA HABER | MALATYA | HABER MALATYA

Dünya Haberleri | Siyaset | Asayiş | Gazete Manşetleri | Ekonomi

Eğitim | Malatya Spor | Yaşam | Sağlık | Kanal Çocuk | Kültür Sanat

Sinema-Tiyatro | Müzik  | Magazin | Teknoloji | Malatyalılar

Akçadağ | Arapgir | Arguvan | Battalgazi | Darende | Doğanşehir | Doğanyol | Hekimhan | Kale | Kuluncak | Pütürge | Yazıhan  | Yeşilyurt

Yoruma Kapalı