ABD gizli silahını İstanbul’da kullanabilir mi?

  • Google
  • Google
  • Google
  • Google
  • Google
  • Google
  • Google
ABD gizli silahını İstanbul'da kullanabilir mi?

ABD gizli silahını İstanbul’da kullanabilir mi?

ABD gizli silahını İstanbul’da kullanabilir mi?

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maden Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Övün Ahmet Ercan, yapay depremin Tesla kadar laboratuvar ölçeğinde yıllar önce denendiğini fakat bölge ölçeğinde bir zelzele yaratmanın olası olmadığının gözlemlendiğini anlattı.

Büyük bir deprem yaratmak için çok büyük bir enerji gerektiğini aktaran Ercan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Suni yer sarsıntısı konusu en fazla Gölcük depremi için söylendi. Değil İsrailliler, değil bilmem neler falan diye. Gölcük depreminden çıkan enerji yaklaşık 132 atom bombası gücünde. Bu enerjinin yüzde 25’lik kısmı da boşalmadı hemen şimdi. Orada duruyor. 132 atom bombası gücündeki bir enerji dünyadaki bugünkü teknolojiyle üretilmiyor. Bunu yalnızca deprem üretiyor. Hemen bu değin enerji üreterek ne yapıldı? Takriben 180 kilometrelik alan yırtıldı ve yer, kırık boyunca bir yerden diğer yere 2-2,5 metre kaydı. Yani güney bölüm, Bursa’nın, Yalova’nın, Karamürsel’in bulunduğu kesim, kuzeydeki İstanbul yarımadasına göre 2,5 metre Ege denizine içten kaydı. bununla beraber 180 kilometre yırtıldı. Şimdi dolayısıyla bu güçte bir elektromanyetik alanı uzaktan Amerika’dan ya da İsrail’den meydana getirmek zaten muhtemel yok. Bu gücü teknolojik olarak, bugünkü elektrik ve elektromanyetik alan gücü olarak oluşturma zaten olası yok. Dolaysıyla bunların hepsi bilim dışı söylentilerden diğer bir şey yok.”

‘İNŞAAT SANAYİNİN İHRACATINI ÖNLEMEK İÇİN YAPILAN BİR SÖYLEM’

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, bazı suni hareketlerle ufak çaplı depremlerin olabildiğini, Amerika’nın Colorado eyaletindeki petrol kuyularına su basıldığında, sürtme kat sayısı düştüğü için 2.5-3 büyüklüğünde depremlerin meydana geldiğini söyledi.

Fakat geçmişte “17 Ağustos Marmara depremini Amerikalılar tetikledi”, son dönemde Fransızların “Türkiye’de Amerikalılar tarafından büyük yer sarsıntısı tetiklenecek” söylemlerinin iyice hayali olduğunu vurgulayan Üşümezsoy, “Bu düşünce, Amerika’yı Allah yerine koymaktır.” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Üşümezsoy, 17 Ağustos depreminden sonradan “Marmara’da boydan boya kırılacak”, “8 büyüklüğünde yer sarsıntısı olacak”, “İstanbul yerle bir olacak, Marmara ensdüstrisi yıkılacak.” denilerek Türkiye’de ekonomik bir yer sarsıntısı yaratıldığını aktardı.

Son olarak FETÖ kalkışmasının arkasından “8’lik zelzele geliyor.” denilerek, Türkiye ekonomisini negatif yönde tetikleme girişimlerinin olduğunu dile getiren Üşümezsoy, şöyle devam etti:

“Türkiye’deki inşaat sektörü, sektör olmaktan çıkarak sanayi oldu. Bu sanayinin, yapılan yeni bina stoğunun ihracata ihtiyacı var. Fakat ‘büyük yer sarsıntısı olacak’ çağrıda bulunmak, halkı korkutmaktan çok, inşaat sanayinin ihracatını durdurmak, pazarlanmasını alıkoymak için yapılan bir söylem. Büyük zelzele riski yaratılması olgusu, gerçekten büyük ekonomik yer sarsıntısı yaratılması için depremin kullanılmasıdır.

17 Ağustos sonrası bu yapıldı, Türkiye krize girdi. Ama acilen inşaat sanayinde ihracat yapamazsak, Türkiye idareli krize girer ve bu darbenin yapamadığı şeyi, AK Parti’nin iktidardan düşürülmesi olgusunu bu hesaplı kriz yaratabilir. Derhal yöneldikleri olgu, bu ‘Büyük zelzele olacak’ ya da ‘Amerikalılar Türkiye’de yer sarsıntısı yapacak’ söylemini her tarafta ısıtıp ortaya belirlemek.” ifadelerini kullandı.

(HAARP- Yüksek Frekanslı Etkin Güneşsel Araştırma Programı) Amerika Birleşmiş Devletleri Silahlı Kuvvetleri, Deniz Kuvvetleri ve Alaska Üniversitesi tarafından iki taraflı yürütülen iyonosferinözelliklerini ve davranışlarını analiz etmek üzere Alaska’da sürdürülen egzersiz. Bu us, ilk kez Sırp asıllı ABD’li bilim adamı Nikola Tesla tarafından ortaya atılmıştır.)

‘TOPLUMU MANİPÜLE ETMEYE DÖNÜK BİR ÇABA’

Boğaziçi Ünivresitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Jeofizik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayrullah Karabulut, suni depremin, bilim dünyasında tanıdık ve çalışılan bir vaka olmadığını, Türkiye’deki politikacıların literatüre kazandırdığı bir kavram olduğunu söyledi.

Yapay zelzele söylemlerinin bilimsel bir içeriğinin bulunmadığını, toplumu manipüle etmeye dönük bir uğraş olduğunu açıklayan Karabulut, “Aynı Zamanda suni olarak minik depremler üretmek olası. Bu cins çalışmalar daha çok jeotermal alanlarda üretimi arttırmak için takriben 5 kilometre derinliklere kadar yüksek basınçlı su-kimyasallar pompalanarak yapılır. Bugüne kadar maksimum 3.5-4.0 büyüklüğünde depremler meydana gelmiştir.” dedi.

Aşina en büyük “insan kaynaklı depremler”in daha koskocoman barajlardaki su değişimleri sonucu olduğunu anlatan Karabulut, bilinen en büyük yer sarsıntısı, 1967 yılında Koyna’da (Hindistan) meydana gelen 6,5 büyüklüğündeki yer sarsıntısı olduğunu aktardı. Karabulut, “Türkiye’de son zamanlarda gündeme getirilen elektromanyetik alanlar ile yer sarsıntısı üretilme düşüncesi abuk subuk, aptalca kavramlardan oluşan ve bilim dünyasında gülüşmelere neden olan bir iddiadır.” değerlendirmesinde bulundu.

Kuzey Anadolu Fayı üzerinde meydana gelen depremlerin yaklaşık 15 kilometre derinlerde tetiklendiğini bildiren Karabulut, “7,4 büyüklüğündeki bir deprem takriben 120 kilometrelik bir alanı kırar. Yani 120×15 kilometrelik alanda depremin nerede tetikleneceğini anlayışlı olmak az önce bilim dünyasında çözülebilmiş bir problem değildir.” ifadelerini kullandı.

‘TOPLUMU TEDIRGIN IŞIK HALKASI GETİRMEK İÇİN YAPILAN ŞEYLER’

İÜ Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu, kitleleri harekete geçirecek bir enerjinin üretilmesinin zor olduğunu ve bugünkü bilgilerle gerçekleşmesinin olası olmadığını ifade etti.  Bu tür söylemlerin dürüst akıcı bir kaynak gösterilmeden sosyal medyada yayınlandığını dile getiren Gündoğdu, “Bu nesil söylemleri, toplumu huzursuz hale getirmek için yapılan şeyler diye düşünebiliriz. Bilimde ‘olmaz’ diye bir şey değil lakin bugünkü bilgilerle bunu karşılamak imkansız. Yani biriken enerjiyi açığa dışında tutmak lafla söylendiği dek kolay bir şey yok.” dedi.

Nikola Tesla’nın enerjiyi bir noktadan bir noktaya kablosuz ilettiğini ve bunu yalnızca bir deneyle başardığını anlatan Gündoğdu, şöyle devam etti:

“Bir teorisi kurulmuş bu işin lakin bunu yapmak için bu teorinin pratiğe dökülmesi lüzumlu. Yani o pratik de henüz yok. Marmara’da kırılacak olan fayın sözde Amerika’da var. Orada bir derin kuyuyla enerjiyi açığa sonuç denemesi üretilmiş ama pat diye deprem sırasında bırakmışlar. Yani böyle bir duyum var ama bu çalışmanın yayınlandığını hiç görmedim.”

Pin It

MALATYA HABER | MALATYA | HABER MALATYA

Dünya Haberleri | Siyaset | Asayiş | Gazete Manşetleri | Ekonomi

Eğitim | Malatya Spor | Yaşam | Sağlık | Kanal Çocuk | Kültür Sanat

Sinema-Tiyatro | Müzik  | Magazin | Teknoloji | Malatyalılar

Akçadağ | Arapgir | Arguvan | Battalgazi | Darende | Doğanşehir | Doğanyol | Hekimhan | Kale | Kuluncak | Pütürge | Yazıhan  | Yeşilyurt

Yoruma Kapalı