“19” ile sunucu olarak ekrana döndünüz. Sizin için nasıl bir deneyim?
– Allah her şeyi insanın gönlüne göre veriyor belki de. Yoğun tempodan çıktığım bir dönemdi, kendimi daha rahat ve esnek hissedeceğim bir iş yapmak istiyordum. Tam da o sırada “19” çıktı karşıma. Benim için çok farklı ve heyecan verici bir deneyim. Kendimi biraz daha keşfetme fırsatı yakaladığım için mutluyum. Umarım beni izleyenler de keyif alıyordur.
“19” dünyanın en çok kazandıran yarışması olarak biliniyor. Sizce bu yarışmayı ilginç kılan unsurlar neler?
– Öncelikle ilk duyduğumda inanamadım. Bir yarışmada bu kadar fazla paranın dağıtıldığını bilmiyordum. 19 soru sonunda iki kişiden biri 100 bin lirayı kasasına koyabiliyor. Yeter ki gecenin sonunda rakibinden 1 puan önde olsun… Asıl hikaye ise burada başlıyor. Kazanan yarışmacı, kazanmaya devam ettiği sürece her gün kasasına 100 bin lira daha ilave edebiliyor. Belki de milyonlara varabilecek bir miktarı kazanma şansları var yani…
Yarışmacıların o parayı kaybettiklerinde tepkileri nasıl oluyor?
– İstem dışı tepkiler verebiliyorlar. Çünkü burada hem bir bilgi savaşı, hem kazanma hırsı ve hepsinden önemlisi bu bilgilerini paraya çevirme isteği var.
YARIŞMACILARIN HIRSINA
KENDİMİ KAPTIRIYORUM
Sizi ekranda hep oyuncu olarak gördük, ilk defa sunucu olarak izleyici karşısına çıkıyorsunuz. Neler söylemek istersiniz?
– Sunuculuk da en az oyunculuk kadar eğlenceliymiş… Karşınızdaki insanın ne tepki vereceğini bilmediğinizden her sürprize hazırlıklı olmanız gerekiyor. Bazen onlarla seviniyorum, bazen onlarla üzülüyorum. Onların hırsına kapıldığım anlar bile oluyor. Herkesle doğal ve planlanmamış ilişki kurduğum için çok eğleniyorum.
Bilgi yarışması olsun, yetenek yarışması olsun, para kazandıran birçok farklı format izledik. İzleyici gözünden bakacak olursak “19”un farkı nedir?
– En büyük fark para ödülünün çok büyük olması. Az önce de belirttiğim gibi, daha önce bu denli büyük ödül hiçbir yarışmada verilmedi. Ödülün sınırı yarışmacının bilgisinin sınırına bağlı. 19’da milyonlar alma şansınız çok gerçekçi ve olağan. Yeter ki doğru cevap verin. Ve en önemlisi sorular herkesin bilebileceği türden. Kesinlikle çok zor sorular gelmiyor.
Sektörde fenomen olmuş yarışma ve sunucular var. Hiç karşılaştırma yaptınız mı?
– Benim de çok beğendiğim, bu alanda kendini ispatlamış insanlar var. Ama bu işte karşılaştırma yapılamaz. Herkesin farklı meziyetleri var. Ama bence en önemlisi insanlarla empati kurabilmek ve bir miktar onların ruh halinden anlamak…
“19”da sorduğunuz sorular sayesinde öğrendiğiniz en ilginç, şaşırtıcı bilgi neydi?
– New York’taki Özgürlük Heykeli’nin bir miktar parasının Osmanlı Padişahı Sultan Abdülaziz tarafından ödendiğini duyduğumda çok şaşırmıştım. Dünyada ilk üniversitenin Harran’da kurulmuş olması da beni şaşırttı. Yani bizim topraklarımızda, ilk üniversiteye ait olduğu düşünülen kalıntılar bulunmuş.

OYUNCULUK BENİM
İLK GÖZAĞRIM
Sunuculuk mu, oyunculuk mu? Hangisi daha keyifli?
– Sunuculukta henüz çok yeniyim ama giderek daha çok ısınıyorum, daha çok kendi özelliklerimi kullanma fırsatı buluyorum. Bu işi büyük keyifle yaptığımı söyleyebilirim. Zaten hayatım boyunca bana keyif vermeyen hiçbir işle uğraşmadım. Yani kısacası kendimi keşfetmeye devam ediyorum. Oyunculuk benim tabii ki ilk gözağrım. Onun yeri çok ayrı. Beni bu günlere taşıdı ve hayatıma her anlamda çok şey kattı. Oyunculuğa çok şey borçluyum.

UZUN ZAMANDIR AİLEMLE
YEMEK BİLE YEMEMİŞTİM
Gündeminizde yeni bir dizi ya da film projesi var mı? Yeni sezonda sizi izleme imkanı bulabilecek miyiz?
– Şimdilik yok. Tüm enerjimi “19”a vermiş bulunuyorum.
Bu yoğunlukta ailenize vakit ayırabiliyor musunuz?
– Evet, yoğun tempodan çıkınca ne kadar özlediğini daha iyi anlıyor insan. Uzun zamandır çocuklarım ve eşimle oturup bir akşam yemeği yemişliğim yoktu. Şimdi daha rahat bir tempom var.